Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

30 Aralık 2014 Salı

Royal Pirates, Oyuncu Choi Jin Hyuk ile MBC Drama Awards'ta Sahne Alacak


Oyuncu Choi Jin Hyuk 2014 MBC Drama Awards töreninde rocker kimliğini gösterecek. Yayın kanalının 29 Aralık'taki duyurusuna göre Choi Jin Hyuk 30 Aralık'ta 2014 MBC Drama Awards töreninde rock band Royal Pirates ile özel bir sahne sunacak. Choi Jin Hyuk'un bir rocker'a dönüşeceği performansı hayranları büyük bir sabırsızlıkla bekliyor.

Choi Jin Hyuk zaten 'MBC'nin Gu Family Book' dizisinin resmi soundtrack'inde söylediği şarkı ile insanların dikkatini üzerine çekmişti. Bu yüzden pek çok kişi Choi Jin Hyuk'un bir rocker olarak nasıl bir değişim geçireceğini merak ediyor. 

Royal Pirates'ın ajansı Apple of the Eye'ın temsilcisi de, "Choi Jin Hyuk ile MBC Drama Awards'ta birlikte sahne almak bir onurdur. Sanatçılarımız kendi cazibelerini mümkün olduğunca programa yansıtarak ellerinden gelen en iyi performansı sergileyecekler." açıklamasını yaptı. 

 '2014 MBC Drama Awards', Shin Dong Yup ve Girls' Generation'dan Sooyoung'un sunuculuğunda Kore saatine göre 20:55 yayınlanacak!

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan çıkarılması veya alıntı yapılması kesinlikle yasaktır!*

Kaynak:allkpop,soompi
Çeviri: mcnbl

26 Aralık 2014 Cuma

Diğerlerine Benzemeyen Bir Band: Royal Pirates



Bu sefer ki promosyonları sırasında Royal Pirates halkla daha yakın olma şansı yakaladı. Bunu kabul görmek için yapmak zorunda oldukları bir yol olarak değil insanların müziklerini dinlemeleri için yaptılar. Şarkılarını kendi yollarıyla insanlara tanıttılar. Başlangıçta biraz yorulmuş olsalar da müzik hakkındaki asıl amaçlarını geri kazanıp yeniden başlayacak gücü buldular. Onlarla konuşmamız sırasında bize çekiciliklerini gösterdiler ve birçok yönlerinden sadece birini öne çıkarmak yerine kişilikleri hakkında çok fazla ipucu verdiler. Farklı tarzdaki bir bande aç olan halk eminim ki Royal Pirates ile tanıştığına çok mutlu olacak.



▼İkinci mini albümünüzün tanıtımlarıyla ilgileniyorsunuz. Yoğun programınız sizin için zor oluyordur.

Moon: Zihnen, minnettardım ve eğleniyordum ama aynı zamanda uyuyamıyordum da. Bu yüzden biraz zor olduğunu düşünüyorum.
Sooyoon: Promosyonları yaparken çok büyük zevk alıyordum ve kendimi eğlendirebiliyordum. James ve ben şarkı söylemediğimiz için bizim için sorun yoktu ama sesine dikkat etmesi gerektiği için Moon hyung için zor olduğunu düşünüyorum.

▼Bu albümün ardında yatan hikaye nedir?

Sooyoon: Bu albümün teması 'aşk' Başlangıçta planlanmış bir konu değildi. Üyelerin yazdıkları şarkılar toplandığında aşk teması etrafında birleştiğini fark ettik. Aşkın bir sürü çeşidi vardır. İlk şarkı (Haru) taze ve yeni başlamış bir aşkı anlatıyor, ikinci şarkı ise (Love Toxic) değerli ama umursamaz bir aşkı resmediyor. Kendisine ait bir aşk, aşık olduktan sonra gelen pişmanlık bunların hepsi farklı bir türün içinde. Biz içine çok fazla rock, rock ballad, ve pop unsurları ekledik.

▼Nasıl oldu da üçünüz de aşk hakkında konuşmaya başladınız?

Moon: Aşk hakkında yazan çok fazla bestekar yok mu? İnsanlar sürekli aşkın bir şekliyle yaşıyorlar ve bu ihtiyacımız olan bir şey. Özel olduğu kadar bence insanların aşka empatiyle yaklaşabilmesine neden olacaktır.
Sooyoon: Yirmilerinin ortasındaki her insan aşkla ilgilidir.

▼Tüm üyeler şarkılar yazıp besteledi peki Sooyoon'un yazdığı şarkının çıkış parçası olmasının nedeni neydi?

Sooyoon: Öncelikle diğer ikisi yurtdışına çıktığı için ben söz yazmaya odaklanabildim. Yazdığımda onu çıkış parçası olarak düşünmüştüm. Bandimizin çıkış parçasının ihtiyacı olan şeyleri düşündüm. Televizyon yayınlarında tanınıp yayılabilecek bir şarkının yanında canlı performanslara da uyum sağlayabilecek bir şarkı olmalıydı. Birçok kez performe edebileceğimiz, insanların kolay anlayıp dillerine dolanan bir şarkı yapmak istedim. Vokal şarkı söylemek zorunda olduğu için Moon hyun'un karakterine uygun bir şarkı yapmalıydım. Law's on the City'de görünen playboy izlenimini dikkate alarak sözleri yazdım ve duygu bu tutumla ilerledi. Açıkçası şarkı yaz aylarında Haziran Temmuz boyunca yayınlanacaktı. Bu yüzden ritmik parlak ve daha ışıl ışıl bir şarkı yazmıştım ama Moon ve James yurt dışına çıktıkları için Temmuz Ağustos aylarında yayında kaldı. Şarkıyı yayınlamak için doğru zamanlamayı kaçırdık.

▼Şarkının aldığı tepkiler oldukça iyi.

Sooyoon: Biraz karışık tepkiler var. Kore'de çıkış yapmadan önce bizi takip eden insanlar her zaman kullandığımız rock elementlerini kullanmadığımız için biraz üzgündü ama yeni ve genç hayranlarımızla halk yeni tarzımızı beğendi.

▼Aniden Royal Pirates'ın takım adını merak ettim.

Moon: Açıkçası bu ismi oluştururken anlamına çok da dikkat etmedik. James henüz bize katılmamıştı. Sooyon ve ben de uyumak üzereydik ama bir anda bir band ismi oluşturmamız gerektiği hakkında konuşmaya başladık. Sooyoon 'royal' kelimesini sevdiğini söyledi bense o zamanlar 'Karayip Korsanları'na (Pirates of  the Carribbean) fena halde takılmış durumdaydım. Johnny Depp hayranıyım. Bu yüzden ona ben de 'pirates' kelimesini seviyorum dedim. Diğer kombiasyonları denedik ama Royal Pirates en iyisi gibi duruyordu biz de bu isimde karar kıldık.
Sooyoon: Denediğimiz isimlerden birisi 'Royal Ninjas'dı. (Kraliyet Nijaları)
Moon: Royal Empire'da vardı. (Güler) İsmi bulduktan sonra anlamına sıra geldi. Bu bir hayalin açıklaması. Müziğimizle ve karakterilerimizle 'royal' yani kraliyet ailelerinde olduğu gibi şık ve klas bir imaj çizmek istiyoruz ama bu yolda korsanların özgür ruhlarıyla ilerleyeceğiz. Bu iki hisle yaşayan bir band olmayı istiyoruz. Bu anlamı veriyor.
Sooyoon: Kore'de ilk çıkış yaptığımızda ismin telaffuzu oldukça zordu. Bu yüzden değiştirmeyi düşündük ama 3 yıl bu isim altında promosyonlar yaptıktan sonra onunla devam etmeye karar verdik.
James: Ben katılmadan önce bu ismi buldukları için isme hiçbir katkım yoktu ama bu takım adını seviyorum.
Moon: Eğer grubun ismini telaffuz etmekte zorlanıyorsanız bize kısaca RP diyin.

▼Kore'ye gelmeden uzun süre Amerika'da yaşadığınız için orayı özlediğiniz çok zaman olduğunu düşünüyorum.

James: Bazen yemekleri ve arkadaşlarımız özlüyorum ama asıl özlediklerim evebeynlerim, ailem! Hepsi Kore'ye gelebilseydi harika olurdu.
Moon: Şükürler olsun ki Sooyoon'un ve benim ailemin hepsi Kore'ye geldi.

▼James'i çıkışınızla karşılaştırırsak Korecesi epey gelişti.

Moon: Çok daha iyi oldu. Neredeyse hiç iletişim kuramıyorduk.
James: Gerçekten sıkı çalıştım. Ben Korece konuştuğumda benimle dalga geçiyorlardı.
Moon: Genellikle İngilizce konuştuğunda çok havalı oluyor ama ne zaman ki Korece konuşmaya başlıyor tamamen sevimli bir hal alıyor.
James: Söylemek istediğim her şeyi söyleyemiyorum. Bu yüzden engelleniyorum ve bazen neler olduğunu anlamadığım zamanlar oluyor. Yavaş yavaş ilerlediğim için mutluyum.

▼Çalışırken çok meşgul oluyorsunuz ama Kore'nin turistik yerlerini gezmeye fırsatınız oluyor mu?

Moon: Sürekli Seul çevresinde olduğumuz için çok fazla fırsatımız olmuyor. Kore'de başka yerlere de gitmek istiyorum.
James: Gerçekten Busan'a gitmeyi çok istiyorum. Amerika'dayken bir yüzme atletiydim. Bu yüzden sık sık plaja giderdim ama Kore'ye geldikten sonra sanırım üç yıldır gitmiyorum. Denizin kokusunu unutmuştum. Ama Laws of the Jungle'a katıldığımda sahilden başka bir şey yoktu.

▼ Japonya'da sahne alırken 'Buzlu Su Kovasına Meydan Okuma' etkinliğine katıldınız ve Kore'nin, Çin'in ve Japonya'nın cumhurbaşkanlarına meydan okudunuz.

Moon: Tanıdığımız herkes çoktan bu meydan okumaya karşılık vermişti. Kuzeydoğu Asya'da olduğumuz için iyi bir amaçla ve üç ülkenin ilişkiler kurup, birleşip daha da yakınlaşmasını sağlamak için bu şekilde davranmak harika göründü. Bu oldukça iyi bir amaç içindi ve yaparken eğlendim. Elbette ki oldukça yoğunlar ve bazı nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememiş olabilirler. Ama insanlara daha da yakınlaşabilmelerine bir yol açmak için onları seçtik.
Sooyoon: Bizi Japonya'da bunu yaşarken, aynı zamanlarda İtalya başbakanı ve New York başkanı bu meydan okumaya katıldılar. Bizde 'Neden olmasın ki?' diye düşündük. Japonya'da ve Çin'de bu konuyla ilgili haber yapıldığını duydum.
Moon: Hala gençken böyle azimli olmalısınız. (gülüyor)

▼Yakın zamanda eğlence programlarına ve televizyon yayınlarına çıktınız ne düşünüyorsunuz? İleride fırsatınız olursa ne gibi programlarda yer almak istiyorsunuz?

Moon: Daha çıkışımızın 200. günü bile dolmadan önce Laws of The City kadrosuna dahil oldum. Çıkış yapalı çok olmamasına rağmen böyle bir programa çıkma şansını yakaladığım için çok minnettarım. Beklentileri yüksek tutma amacıyla gittim ve tam anlamıyla tatmin olamadım ama varlığım biraz bile yardım etmişse mutluyum. Sanırım bu programdan en büyük kazancım tüm bu insanlarla tanışabilmem, tayfayla ve aw of The City ailesi ile bağlar kurabilmemdi. Diğer bir şey ise muhteşem bir tatil elde etmiş olmamdı. 1-2 yıldır Kore'de monoton bir hayat yaşıyordum. Kişiliğim gereği bu oldukça acı vericiydi ve bundan nefret ettim. Zihinsel olarak limitime ulaştığım anda yeni insanlarla yeni deneyimler edinme fırsatı yakaladım. Bu oldukça iyileştirici oldu. Kore'ye geri döndüğümde elimden gelenin en iyisini yapmam gerektiğini düşündüm. Ayrıca birçok programda olma isteğim de arttı. Bir talkshowa katılmak istiyorum çünkü konuşmakta oldukça iyiyim. (gülüyor) Infinite Challenge müzik festivaline de katılıp tüm üyelerle düet yapmak istiyorum. We Got Married de oldukça eğlenceli görünüyor.
Sooyoon: Ben de We Got Family'de yer almak istiyorum ama televizyonda çok fazla güzel program var. Doğayı ve hayvanları sevdiğim için Law of The Jungle'a karşı da bir ilgim var. Stil tavsiyeleri veren bir program olan OnStyle'ı da düşünüyorum, oldukça eğlenceli.
James: Laws oof The Jungle'a gittiğimde herkese çok yardımım dokunduğunu düşünüyorum. Hayal ettiğiniz her şeyden daha zordu. Çok zordu. Ormana ilk gittiğimde resmen büyülendim. Kendinizi ve özgüveninizi bulabilirsiniz. Ormandan döndüğümde ufkum genişledi. Koreceyi daha çok öğrendim ve tekrar gidebileceğimi düşündüğümde kalbim hızla atıyor.


▼Duyduğuma göre bazı sokak konserleri vermişsiniz.

Moon: Bu ilk deneyişimizdi. Her zaman bunu yapmak istemiştik ama başladığımızda çok fazla şarkımız olmadığı için yapamamıştık. Seoul Hillbilly şarkısı çıktığında Seul'de busking (sokak konseri) etkinliklerine başladık. Guerilla (aniden) tarzı yaptık. Yapılacak yeri önceden söylemedik ve mekanı belirlediğimizde hayranlarımıza söyleyip orada buluştuk. Çok fazla çatışmalar vardı ama sonunda doğaçlama yapabildik ve oldukça eğlenceli sokak konserleri yapabildik.

▼Sokak konseri yapmak için özel bir sebebiniz var mıydı?

Sooyoon: Aslında, Kore'de bandlerin çıkabileceği çok fazla sahne olmadığı için hayranlarımızla buluşmak için çok şansımızda olmuyordu. Biz de kendi şansımız kendimiz yaratalım dedik. Hayralarımızın müziğimizi dinleyebileceği ve bizimle direk iletişim kurabilecekleri fırsatlar yaratmak istedik. Açıkçası kaç kişinin geleceği konusunda endişelerimiz vardı. Sadece 20-30 kişinin geleceğini düşünürken 100'den fazla kişiye performans sergilediğimiz için çok mutluyduk. Her şey bittikten sonra gururluydum ve doğru karar olduğunu düşündüm.
Moon: Eskiden performans sergilemeden önce çok endişeli olurdum. Huzursuz olurdum. Şimdi bir an önce herkese performansımızı göstermek istiyorum. Bizim heyecanlı görünüşümüzü! Çok fazla özgüven kazandığımı düşünüyorum. Sokak konserleri yapmaya devam etmek istiyorum ama performanslardan biri 300 kişiyle başlayıp 500 kişi ile kapandı, kontrol etmek çok zordu. Şimdi açık alandaki performanslar için insan ilişkilerini göz önünde tutmamız gerektiğini düşünüyorum.
Sooyoon: İki ili birleştirirsek 7 sokak konseri yaptık. Bir haftada iki performans sergiledik ve aynı şarkıları söylüyorduk bu yüzden her aynı şarkıları dinlediler. Gelecekte biraz daha fazla hazırlığa ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Yeni şarkılar hazırlayıp iyi bir zamanda bunları göstereceğiz.
Moon: Sadece bizim performansımızla böyle guerilla busking yapmak daha önce yoktu, bence iyiydi.

▼Müzik yaparken en önemli şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Moon: Doğru ve samimi bir şarkı temayı açık bir şekilde iletmelidir. Eğer romantik bir şarkı ise romantizmi hissetmelisiniz. Eğer iletmek istediğiniz duygu net değilse şarkı da anlamsız olur.
Sooyoon: Dinlediğimde içeriği ve duyguyu sevebileceğim bir şarkı. "Halk sevdi ben de böyle yaptım" diye değil de "Ben sevdiğim için halk da sevdi" tarz bir düşünceyle oluşturulmuş bir şarkı.
James: Bence en önemli şey mesaj.
Moon: Müzik kalitesi iyi ve sözleri uyumlu ama gerçekçi olmayan şarkılar dinlediğinizde açıkçası bu tarz çok şarkı yazdım. Kulağa hoş gelen kelimelerle işlenmiş bir şarkı yapmak. Şimdi yazdığım sözler belki beceriksiz ve hoş bir mesaj içermiyor olabilir ama iletmek istediğim duyguları taşıyor. Bu da onları güzel ve seviyeli kılıyor.

▼İnsanlarla empati kurup ilham kazanarak söz yazmak dışında yöntemleriniz var mı?

Moon: Ben açık fikirli biriyim. Eğer yeni bir şey gelirse onu engellemek yerine yeni deneyimler edinmeyi isterim. Bence birçok ilhamım bu şekilde gerçekleşti. Eğer incinmişsem kendimi kapatmak yerine bunu kullanarak daha çok olgunlaşıp duygu dünyamı zenginleştirmeyi öğrenmek isterim.
James: Ne hissedersem hissedeyim not almak benim için önemlidir. Onu kaydetmeye çalışırken duyguyu unutmak iyi bir şey değil. Bir an önce bu duyguyu kaybetmeden yazmak gerekir ama bu çok da kolay değil.
Sooyoon: Değişik bir çok deneyim kazanmak için çok çalışıyorum. Bu deneyimleri baz alarak bir çok şarkı yazıyorum.

▼Yaptığınız performansları düşündüğünüzde unutamadığınız bir an ya da sahne var mı?

James: Citybreak'de performans sergilediğimizde yeniden doğmuş gibi hissetmiştim. Bundan önce kim olduğumu unutmuşum gibi hissetmiştim. "Kore'de başarılı olabilir miyiz?","Eğlence sektöründe tutunabilecek miyim?" diye endişeliydim ve kendimi diğerleriyle kıyaslıyordum. Ama Citybreak'e çıkmadan önce Law of the Jungle'dan döndükten sonra Sooyoon ile çok fazla konuşuyordum. "Gerçekten iyi olduğumuz şeye odaklanalım", "Müziğimize odaklanalım","Kendimizi diğerleriyle kıyaslamak yerine, eğer yapabileceğimiz şeylerde elimizden gelenin en iyisini yaparsak başarılı olma şansı bize kendisi gelecektir." bu tarz düşünceleri paylaştık. Citybreak performansımız oldukça erken bir saatte olmuştu ama düşündüğümüzden daha çok insan gelmişti ve sahnenin önünde duruyordu. Gökyüzünde uçuyorum gibi hissetmiştim. "Ah bu yüzden genç yaşta Kore'ye gelmiştim" diye düşündüm.
Sooyoon: Performans sergilediğimizde hayranlar dans edip, isimlerimizi haykırarak bizim yazdığımız şarkıları söylediğinde daha çok umudum oluyor.
Moon: İlk sokak konserimizi Han Nehri'nde yaptık ve buskingler burada başladı. Ogün yağmur bir yağıyor bir duruyordu ama biz başladığımızda tamamen durmuştu. Yağmurdan sonra güneş çıkmış ve bir gökkuşağı görünmüştü. Akşamüzeriydi ve günbatımı harika görünüyordu ama orada herkesle oturup birlikte şarkı söylemek duygularımızı geliştirdi ve güzel bir performans ortaya çıktı. Citybreak'de unutulmazdı. Citybreak eğlenceyi hissettiğimiz, Han Nehri ise hayranlarımızla zaman geçirebildiğimiz performanslardı.

▼Bir band olarak, bir kez bile olsa çıkmak istediğiniz, hayal ettiğiniz bir sahne var mı?

Moon: Seoul Olympic Stadium'da performans sergilemek istiyorum. Koreli hayranlarla dolu bir salon olmasını ve insanlarla dolu bir band olmak istiyorum. Ayrıca yurtdışına açılmak istesem de müziğimizin öncelikle Kore'de kabul görmesini istiyorum.
Sooyoon: Citybreak'de performans sergilediğimizde Maroon5'ın sahnesini izledik. Daha önce de World Cup Stadium'da performans sergilemişlerdi. Ben de hayranlarımızın tıka basa doldurduğu bu stadyumda performans sergilemek istiyorum. Maroon5'ı izlediğimizde eskilere ilk başladığımız zamanlara döndüm. Bu hazzı ilk kez lisedeyken hissetmiştim sanırım.

▼İnsanların ünlü şarkılar yaparken siz ülkemizde ünlü şarkıları nasıl görüyorsunuz? Bir band olarak çok fazla şey hissettiğinizi düşünüyorum

Sooyoon: Doğrusunu söylemek gerekirse bu çok iç karartıcı. Şimdi bile alt kültür olabilecek çok fazla müzik türü var.
Moon: Çok fazla "anlık" müzik var ama bunlar çok fazla yetenekli insana televizyondan izlerken umut veriyor. Ülkemizde kaynaklar yok ve gelişebileceği tek şey ün kazanmak. Çok fazla  dikkat çeken insan var ama ama bu insanlar sadece ulusal toplumlarda netizenlerle destekleniyor. Eğer insanların yeteneklerini bulabilecek bir sistem geliştirirsek Kore pop müzik piyasası Amerika'nın çok önüne geçecektir. Şarkı söyleyip dans etmeyi seven bir sürü insan var ve şarkı söylemekte de yetenekliler. Benzersiz renklere sahip insanlar oldukça net seçilebiliyorken bu yetenekleri geliştirebilirsek Kore müzik piyasası güneş gibi parlayacaktır.
Sooyoon: İdol müzik çok gelişti ve oldukça güzel şarkılar var. Görmezden gelmeyi alışkanlık ettikleri birçok şey var ama şimdi "anlık" şeyler o kadar önemli değil, bu iyi bir "anlık" oldu. Her halükarda alt kültür tarzında müzik yapan insanların daha akıllıca yapmaları gerektiğini düşünüyorum.


▼Hangi bandleri örnek alıyorsunuz?

Moon: Şu an dünyanın en iyi bandleri olan Coldplay ve Maroon5. Müzik olarak da popülerlik olarak da düşündüğümüzde bu iki band dünyanın en iyisi. Bu yüzden her zaman onları örnek alıyorum.
James: Kişisel olarak ben Daft Punk'ı örnek alıyorum ve son zamanlarda "Rage Aginist the Machine" dinliyorum. "Rage Aginist the Machine"in en önemli noktası net mesajlar veriyor oluşu ve her an dinleyebilmeniz bence. Bizim de böyle müzikler yapabilmemizi diliyorum.
Moon: Açıkçası ben "Rage Aginist the Machine"i seviyorum ama onlar gibi olabileceğimizi düşünmüyorum. Bu günün toplumuna karşı büyük bir kızgınlıkları var. Biz kendi duygularımızı taşıyoruz. Yine de böyle net mesajlar taşıyan bir band olmayı istiyorum.
Sooyoon: Ben de bu tarz müzikleri seviyorum ama biraz zamanın geçtiğini düşünüyorum. Eğer "Rage Aginist the Machine" gibi gruplar bugün de çıkarsa iyi iş çıkaracaklarını düşünmüyorum. Nesillerin akışına uygun ve insanlar tarafından fark edilen bir band olmak istiyorum.

▼Eğer bir müzisyenle birlikte çalışacak olsanız kim olurdu?

Moon: IU
Sooyoon: Rapper? G-Dragon
Moon: "Rage Aginist the Machine"in güçlü müzikleri gibi şarkılar içeren bir proje albümü yapmak istiyorum. Güçlü rap yapabilen bir rapper ve biz de bu doğrultuda oluruz.

▼Gelecekte bir müzik tarzı deneyecek olsaydınız ne olurdu?

Moon: Bunu dün konuştuk da Beatles'ın "White Albüm" ve "Black Albüm"ü var. Biz de ileride "Royal Albüm" ve "Pirates Albüm" yapmak istiyoruz. Royal Albüm duygularımızı içeren Pirates Albüm ise samimi düşüncelerimizi içerir. Bence konsept albüm için iyi olurdu.
James: Bu bir sır (gülüyor)
Sooyoon: Hayır. Bir magazin için yazılmamalı, gerçeklik için olmalı
Moon: Bunun aslında bir güç olduğu hakkında konuşuyoruz.

▼Müzik dışındaki ilgi alanlarınız ne?

Moon: Three Kingdoms'a ve onun filmine takmış vaziyetteyim. Three Kingdoms'ın canlandırıldığını görmeyi seviyorum. Tarihi arkaplan olarak kullanan bir roman ama onu okurken gerçek tarihin nasıl yazıldığını merak ediyorum ve diğer insanların toplum hakkındaki düşüncelerini okuyorum. Bu karşılıklı tartışma oldukça eğlenceli.

▼Son zamanlarda izlediğiniz en eğlenceli film neydi?

Moon: Bence Being Again eğlenceliydi. Hayatımın filmi olacak. (Ç.N/ Moon editör ile uzun bir süre konuşup filmin her aşırı duygusal sahnesini açıkladı) Being Again ve The Dark Knight benim hayatımın filimleri. Sanırım Kara Şövalye'yi 10 kez izledim. Onu izlediğim her seferinde seviyorum.
James: Christian Bale iyi bir oyuncu (James Kara Şövalye'den bir sahne canlandırmaya çalışıyor)
Sooyoon: Giydiğim şeyi seviyorum ve One Piece animesine bayılıyorum. Olgun ve ahlaki bir teması var ve çabucak Japonca öğrenme istememi sağlıyor. Böylece daha iyi anlayabilirim.
Moon: Bence mangalar gerçekten uzak gelişiyor ve insanların masumiyetini sarsıyor/yumuşatıyor. Slum Dunk'ı izlediğimde kalbim alev almıştı. Çok hırslandım ve gözyaşı döktüm. Gerçekçi düşünecek olursak bir oyunda kim "Sol elimle atış yağacağım" der ki? Ama mangalarda bu mümkün. Sadece mangalarda böyle dramatik bir anda böyle bir şeyi duyabilirsiniz.
James: Egzersiz yapmayı gerçekten seviyorum. Son zamanlarda gerçekten vaktim olmuyor ve bu benim için çok zor ama ben egzersiz manyağıyım. Eğer egzersiz yapamazsam strese girerim.

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com.tr'ye aittir. Siteden yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak: FYRP
Çeviri: unDineee

21 Aralık 2014 Pazar

Royal Pirates'ın Bangkok'daki Performansını Kaçırmamanız için 5 Sebep


 1. Full performans: Bunun sadece bir performanstan ibaret olmadığını bir konser olduğunu söylemek isterim. Sadece 30 dakikalık bir performans değil, Kore'nin rock efsanesi Cho Yong Pil tarafında Super Rookie olarak ilan edilen bir bandden 2 saatlik bir rock müzik ziyafeti. Shout Out'tan Love Toxic'e hit şarkılarının yanı sıra iyi bilinen şarkıları yaptıkları yorumlar ve muhtemelen Youtube zamanlarındaki şarkılarından da bir veya iki tanesinin çalınması bekleniyor. (İpucu: Circus?)


2. Bu çocuklar çok yetenekli ve en iyi CANLI dinlenmeli: Tabii ki onları Music Core ve Inkigayo'da gördünüz, fancamleri izlediniz ama hiçbir şey onların gitar rifflerini, bateri sololarını ve Moon'un içinizi eriten sesini canlı dinlemek kadar sizleri memnun edemez. Muhtemelen sadece Youtube'taki fancamleri tekrar tekrar izleyerek bu coşkuyu hissedemezsiniz. Zıplayın, bağırın ve istediğiniz gibi onlara eşlik edin, kimse sizi yargılamayacak. :)


3. İletişim engeli yok. Amerika'da yetişen bu üç genç akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyorlar. Eğer onların konuştuklarından hiçbir şey anlamayacağınızı düşünüyorsanız, bu olmayacak. Hepimizin bildiği üzere, bir şeyi anlıyormuş gibi davranmak ve izlemek çok zor. Eğer herhangi bir KPOP konserinde bulunduysanız, büyük ihtimalle, grupta İngilizce bilen bir konuşmacı yoksa bu durumda kalıyorsunuz.

İşte onların İngilizce şakalaşmalarına örnek;


4. Çocukları yakından görüp, tanışmak. Konser izlemek yeterli değil, organizatörler çocuklarla hayranlar iletişim kurabilsinler diye bazı aktiviteler hazırlıyorlar. İmza günü ve fotoğraf çekilme etkinliğinin yanı sıra hayranların da katılımcıların eğlenmesi için yapacağı aktiviteler de olacak. Resmi Royal Pirates ürünleri de konser alanında bulunacak, yanınızda biraz fazladan nakit para getirdiğinizden emin olun. :)

Aşağıda programı ekliyorum, hiçbir şey kaçırmayın!

10:00 - 11:30: Ön satış ve promosyon biletleri için kurulan bilet standı ayrıca resmi ürünleri ve CD'leri barındıracak.

11:30: Fotoğraf çekimi ve imza etkinlikleri için hazırlık.

12:30: Fotoğraf çekimi ve imza etkinliklerinin başlaması . 

13:00: “Royal Pirates 'Love Toxic' Showcase in Bangkok” için hazırlık.

13:30: Kapı Açılışı

14:00 - 16:00: Konser Zamanı

5. Yeni arkadaşlarla tanışma ve coşma. Eğer yalnız gidecekseniz, endişelenmeyin. Royal Pirates'in hayranları olan Royal Treasure'lar arkadaş canlısı. Belki yalnız geleceksiniz ama konser sonrası eminiz ki bu söz konusu olmayacak. Hayranlar için düzenlenen aktivitelerle, en azından konuşmak ve konserde birlikte coşmak için bir arkadaşla tanışacaksınız. Gülümseyin ve iletişim kurmak için hazır olun. Kim bilir, belki de o kişi sizin gelecekteki en iyi arkadaşınız olabilir.

Eğer bu sebepler yeterli gelmediyse, bu fotoğraf belki de sizi kandırır! :)



*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan çıkarılması veya alıntı yapılması kesinlikle yasaktır!*

Çeviri: mcnbl

8 Ekim 2014 Çarşamba

RP’S FANCAFE HIT 1000 - ETKİNLİĞİ: “NE SORMALIYIM?”


Royal Pirates'a sormak istediğiniz herhangi bir şey var mı? 
Cevabınızı almanız ve imzalı polaroid resminizi kazanmanız için işte size bir şans!

Ama önce fancafe'ye üye misiniz?
Hayır mı? Buradan nasıl üye olacağınızı ve seviyenizi nasıl yükselteceğinizi öğrenebilirsiniz: tıklayınız!
Evet, üye olduktan sonra fancafe'de şu linke gideceksiniz; tıklayınız!
[Staff Diary'nın altında “ROYAL PIRATES : 1000 hit 기념★ ‘무엇이든 물어봐’ 달글 이벤트♬” yazan bir yer var]

Kurallar çok basit;
1-Şu şekilde bir yorum yazın: RP Üye İsmi -> Soru (Her yorumda bir soru olacak şekilde, küfür olmayacak)
2-Staff Diary şanslı soruları seçtiğinde, isminizin yanında ★ olup olmadığına bakacaksınız.
(Bu yıldızı nerede göreceğimizi henüz bilmiyoruz, etkinlik biraz ilerlediğinde anlayacağız)
3-Eğer yıldız varsa, yorumunuzun ekran görüntüsünü alacak ve isminizi, fancafe nick'inizi, adres ve telefonunuzu bu ekran görüntüsünün altına yazacaksınız.
4-Bu ekran görüntüsünü aeent_rp@daum.net 'e mail atacaksınız.

Etkinlik süresi: 6 Ekim-12 Ekim 2014 arası (Kore Saati ile 23:59'a kadar)

Kazananlar 15 Ekim'de açıklanacak. 
*Kazananlar Royal Pirates'ın Gimpo İmza Etkinliğinde çektiği imzalı polaroidlerden alacaklar.

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan çıkarılması veya alıntı yapılması kesinlikle yasaktır!*


Kaynak: fyrp

Çeviri: mcnbl

6 Ekim 2014 Pazartesi

Love Toxic Japonya Versiyonu Çıkışı ve Etkinlikleri


Love Toxic Japonya versiyonu sonunda bugün (3 Ekim'de) yayınlandı ve onlar ilk albüm yayınlama etkinliklerini 14 Ekim'de Shibuya Tower Records'da gerçekleştirecekler. 

Aynı gün 3 etkinlik olacak.

İlk tur: Saat 13:00'da başlayacak ~ Mini konser ve RP üyeleriyle fotoğraf çekilme etkinliği.
İkinci tur: Saat 15:00'da başlayacak ~ Mini konser ve imza etkinliği.
Üçüncü tur: Saat 17:00'da başlayacak ~ Mini konser ve el sıkışma etkinliği.

Eğer Love Toxic'in Japonya Versiyonu'nu Shibuya Tower Records'tan alırsanız etkinliğe gidebilirsiniz.

Etkinliklere katılmak için birden fazla CD alabilirsiniz. Eğer fazla CD alırsanız onlarla daha çok fotoğraf çekilme, ellerini birden fazla sıkma veya imza etkinliğine birden fazla katılma şansı yakalayabilirsiniz.^^

Ve eğer CD'yi Shibuya Tower Records'tan alırsanız 30 hayran onların orijinal imzalı posterini kazanma şansı elde edecek. Her tur için 10 kişi seçilecek. Etkinliğe gittiğinizde görevli ekip size poster hediye edecek ve sizler imzalı olup olmadığını kontrol edebileceksiniz! 

Bol şanslar!!

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak:royal-pirates
Trans:@pl_yuuu
Çeviri: mcnbl



2 Ekim 2014 Perşembe

Royal Pirates, Lee Minho ile Tura Başlıyor


Oyuncu Lee Minho, Rebook Lee Minho' / 'RE:MINHO' isimli kendi dünya çapındaki turu için band Royal Pirates ile birlikte çalışıyor.

Tur, 4 Ekim'de Pekin'de başlayacak. 'Reboot Lee Minho' yeni bir başlangıç anlamına geliyor ve Lee Minho, hayranlarına kendisinin yeni bir yönünü göstermeyi planlıyor. Özellikle yeni albümü 'Song for you' Ekim ayında yayınacak ve kendi şarkılarını sahnelemek için rock band Royal Pirates ile işbirliği yapacak.

Bu konser için Royal Pirates misafir sanatçı olarak yer alarak Lee Minho'nun şarkılarının yanı sıra kendi şarkılarını da sahneleyecek. Bu özel sahne ile hayranları etkilemeyi ve onların kalplerine dokunmayı umut ediyorlar.

Son zamanlarda, Royal Pirates Japonya'da ve Çin'de tanıtımlarını gerçekleştiriyor ve hayranlarını daha da arttırıyor. Lee Minho'nun bu projesi ile hayranları meraklandırıyor ve nasıl bir etki yaratacak diye heyecanlandırıyorlar.

Royal Pirates, Lee Minho'nun Ocak ve Mart ayında gerçekleştirdiği 'My Everything' konserlerine de misafir sanatçı olarak davet edilmişti. İlk tanışmalarının ardından, onlar Lee Minho'nun Asya turu için tekrar birlikte çalışıyorlar.

Royal Pirates, Lee Minho ile Pekin, Şangay, Guangzhou, Nanjing, Tokyo, Singapur ve Seul'de sahne alacak.

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak:bntnews
Trans:showbiz
Çeviri: mcnbl


Gelecek Vaad Eden Yeni Rock Band'e Bakış: Royal Pirates


'Seksi konsept', 'keskin yapı', 'müzikalite' vs., bu etkili unsurlar bazı idoller için büyük bir ikilem yaratabilir ama bağımsız müzisyenler için bu geçerli değil. Dışardan bakıldığında ortalama idoller gibi görünüyor olabilirler ama rock band Royal Pirates öyle olmadığını söylüyor.

Her biri yakışıklı. Bu düşünceler her şeyi yoluna koymuş olmasına rağmen bu çocuklar aynı zamanda neşeli ve ciddi kişiliklere sahipler. Onlar California'lılar ve takım çalışmaları hiç kimseye benzemiyor. Fakat derinlemesine soruşturmadan sonra onları sadece görünümlerine ve kişiliklerine bağlı kalarak değerlendirmek her şey demek değil.

Alternatif rock'tan metal'e, her şeyi usta bir biçimde uyumlu olan Royal Pirates, kimliklerini korsanların özgürlüğü ile kraliyetin zerafetinden alan band isimleri ile neredeyse her şeyi özetliyorlar. İkinci mini albümleri 'Love Toxic' karşı cinse hislerini ve tutkusunu birleştiren sözler ve beste her bir üyenin çok çalışmasının sonucu olarak ortaya çıktı.



Eğer her bir şarkıya ayrı ayrı bakarsanız, onlar aşkın tek bir yönünü anlatmıyorlar. Royal Pirates güçlü rock ritimleri ve yumuşak melodileriyle heyecan yaratmak için müzikal etkiyi geniş bir yelpazede kullanıyorlar. Sadece basit bir şekilde kendi jenerasyonlarının akışını ve trendi takip etmekle kalmayıp en büyük amaçları olan 'Kore rock band'inin geleceği olma' hayallerini de geliştiriyorlar.

Royal Pirates'ın WStar News ile röportajı Garosu-gil, Sinsadong'da bulunan bir kafede gerçekleşti. Üyeler Moon, Sooyoon ve James yeni albümleri 'Love Toxic'i tanıttılar ve Kore'nin popüler müzik endüstrisi içerisinde bir rock band olmak için kararlı niyetlerini paylaştılar.

Bir Hikaye ile Şarkı Listesi

Bu albüm üyelerin kendilerinin yazdıkları şarkılardan oluşuyor ve etkileyici bir hikaye ortaya çıkarıyor. İlk şarkı 'Haru'  Moon'un eski kız arkadaşı için yazdığı tatlı bir şarkı. 'Bu şarkı senin için yazılan bir şarkı ya hatalıysan' diye sorduğumuzda Moon, 'Bu yine de güzel bir şarkı' diye cevap verdi. Diğer üyeler de 'Beklendiği gibi, o bir Moonsanova' diyerek kenarda şakalaşıyorlardı ve kafalarına takıyormuş gibi görünmüyorlardı. Bu beklenen bir cevap olduğu için tüm üyeler güldüler ve sırıttılar.


Çıkış şarkısı 'Fall in Love'ın orijinal adı 'I Tried Loving'di. Sooyoon, 'Bu kız arkadaşımdan ayrıldıktan sonra yazdığım depresif bir şarkıydı ama albüm üzerinde çalışırken hayata geldi. Daha sıcak bir mevsim amaçladığım için onu biraz daha parlattım' diyerek şarkıyı anlatıyor.

Royal Pirates sokak konserleri aracılığıyla hayranlarıyla buluşarak, farklı bir iletişim yolu kuruyor. Bir zamanların depresif şarkısını içerisine heyecan verici öğeler katarak herkesin keyif alabileceği bir şarkıya dönüştürdü. Sooyoon bunu 'Parlak ortama sahip bir şarkı olduğu için hayranlarla göz kontağı kurarken daha çok eğlenebileceğiniz bir şarkı oluyor. Sokak konserlerimiz esnasında onların keyif aldıklarını gördüm. Bir keresinde sokak konserinden sonra fancafe'ye girmiştim ve 100 üyesi olan gül üyeliği olduğunu gördüm. (A.N: Sooyoon kendi şarkısı olan One Hundered Roses şarkısına atıfta bulunuyor.)  Bu yüzden çıkış şarkısı için heyecanlı bir şarkı seçimi yapmaya karar verdim.' diyerek açıklıyor.

Albümdeki üçüncü şarkı olan 'Seoul Hillbilly'i Moon 'Laws of the City' çekimlerinden geldikten sonra yazdı. 'Bu şarkı hiçbir şey yapmaya enerjisi olmayan biri gibi hissederken yazıldı. Şarkının başındaki güçlü ritim kolayca etkisi altına alıyor' diyen Moon, sözlerine şöyle devam ediyor; 'Umut veren bir şeyler yazmak istedim. Kendi mücadeleleriyle yüzleşmek için insanlara enerji veren sözler yazdım.'

James'in yazıp bestelediği şarkının ismi 'Betting Everything' ve bu şarkı aşk için fırsatını kaybetttikten sonra birisinin hissettiği pişmanlığı anlatıyor. Eğer fırsat olsaydı kendini şimdi tekrar anlatırdı dercesine üzücü bir açıklamayla besteledi, 'Her şey yolunda olurdu'. Son şarkı 'You', elbette aşk hakkında bir şarkı. 'Aşkın parlayan yanı da var. Bu şarkı üzücü ve melankolikler arasında da çalınabilen bir şarkı.' diye açıklanıyor.


Üyeler albümden genel olarak memnunlar. 'Bu albüm bizim onda birimizi bile açıklayamaz. Ama grubumuzun rengini biraz göstermesi açısından bir süreç olduğundan mutlu olduğumu söyleyebilirim. Şarkılar üzerinde çalışırken hep birlikte katkıda bulunduğumuz için her şarkı kendi kişiliğimizi ve önceliklerimizi de gösteriyor. Gelecekte müzik endüstrisi ve halk için Royal Pirates bir rock band olarak bir temel oluşturabilir diye düşünmeyi seviyorum.' diyerek Sooyoon yeni albüm hakkındaki duygularını açıklıyor.

Bizim Çıkışımız

Royal Pirates çıkış yaptıkları andaki zihniyetiyle yeni albümü hazırladı. İdol, indie-rock band veya sanatçı da olsalar onlar başladıkları zamanlardaki gibi kişilikleri konusunda endişeliler. Onların yayınlara çıktıktan önceki ve sonraki düşünceleri de bunu kolaylaştırmadı. Her şey kulağa iyi geliyor.

Az tanındıkları için rock band Royal Pirates çeşitli TV programlarında yer alarak bireysel olarak ün kazanmaya başladı. James SBS'in 'Laws of the Jungle' programının ekibinde ismini duyururken, 'Laws of the City' aracılığıyla da Moon Baek Jinhee ile aşk hattı ve Ailee ile doğaçlama performansları sayesinde ünlendi. Bu iki programdaki görevleri çoktan sonra erdi ve biz de üyelere programların arkasında ne bıraktığını merak ettik.



Bu konuda ilk konuşan Moon oldu. Deneyimlerinin, anılarının çok değerli ve gerçekçi olduğu, band'in isminin tanınması için bir fırsat olduğunu bu yüzden de albüm satışlarına pozitif etki yaratan bir şey olduğunu anlattı. Sooyoon 'Sadece müzik yapamaz mıyız diye düşünmüştüm ve şimdi diğer yerlerde de boy ölçüşebilir hale geldik. Kendimize güvenimiz geldi' diyerek övünürken, onu korkuttuğu zamanları anlattı. 

Her koşulda, Royal Pirates kendi yüzünü ortaya koyabilen bir grup olmak istiyor. Müzik yaparak da ekranlarda yer alarak da. Programdan aldığı güvenle Moon, 'Çok yönlü bir sanatçı olma hayali kuruyorum ve diğer üyeler de işbirlikleri aracılığıyla müzik dünyasında başarı kazanmayı istiyorlar' diyerek görüşlerini açıkladı.

Onların benzersiz bir dilekleri daha var. Şimdiye kadar görünüşleri sayesinde çiçek rock band ve idol band olarak adlandırıldılar ama onlar sözcüklerle kapatmadan 'kendilerini tamamen' göstermek istiyorlar. Kendi grup adlarında belirttikleri gibi çıkışlarından şimdiye kadar 'royal' taraflarını gösterdiyseler, üyeler artık bir sonraki albümlerindeki müzikler aracılığıyla 'pirates' yanlarını göstermeyi diliyorlar.

Royal Pirates: Albüm üzerinde birlikte çalışmak her birimizin hayatını kayıt altına alıyormuşuz gibi  hissettiriyor ve bize göre hepimiz farklı yaşamlara sahip olduğumuz için bu bizim müziğimizi daha geniş bir yelpazeye yayıyor. Samimiyetimizi göstermek için sözleri yazabilmemiz harika, insanların bir kereden fazla dinlemek istedikleri şarkılara sahip olabilmek daha mükemmel.

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak:WStar News
Trans:FYRP
Çeviri: mcnbl







29 Eylül 2014 Pazartesi

Hem Eğlence Programlarında Hem Müzikte Cazibe Dolu Üç Genç


Birbirinden çok farklı karakterde üç üyeli bir band ortaya çıktı. Gitarist vokal Moon, baterist Sooyoon ve bas gitarist James'den oluşan yeni grup Royal Pirates geçen yıl çıkışlarını yaptı. İşin aslı bu yetenekli grup 2008'de müzik hayatına adım attı. (A.N: Aslında Royal Pirates'ın temelleri 2004 yılında atıldı ama 2008'de meydana gelen o elim kaza Fadding From Down ismini de yanında götürerek Royal Pirates'a yerini bıraktı) 

OSEN yakın zamanda Royal Pirates ile buluştuğunda üçünün de enerji dolu gençler olduğunu fark etti. Birlikte uzun bir dostluğu paylaştıktan sonra üyeler birbirlerine karşı itinalı davranmayı bırakmışlar. Yeni bir grup olarak Royal Pirates saf ve oldukça hırslılar. 27 Ağustos'da çıkış parçalarıyla aynı ismi taşıyan Love Toxic albümü ile geri dönüş yapan grup her ne kadar bir aşk şarkısı tanıtımlarını sürdürseler de ruh halleri daha neşeli. 

Sooyoon: Love Toxic eğlenceli ve parlak bir şarkı. Band elektronik melodilerle kendi sesini oluşturuyor ve ben buna seksi bir hava eklemeye çalıştım. (Gülüyor) İçi geçmiş bir seksilik anlayışı yerine daha görsel ve neşeli bir konsept oluşturmak istedim. Sözleri yazarken de yirmili yaşlarımın başında yaşadığım sevgi dolu ve tutkulu aşkımı düşündüm. 

Sooyoon'a sözlerde resmettiği gibi sevdiğinin peşinden koşacağı bir aşka sahip olmak isteyip istemediğini sorduğumuzda "Eskiden olsa düşünmeme bile gerek yoktu giderdim ama şimdi çok meşgulüm... muhtemelen hayır." dedi.

Moon ve Sooyoon, genç yaşta Amerika'da katıldıkları bir kilise töreninde tanıştılar. Farklı ortaokullarda okumalarına rağmen kısa sürede yakın arkadaş olup aynı liseye gitmeye karar verdiler.

Sooyoon: Okuldan sonra hep beste yapar, söz yazardık. James'le üniversitede bir ortak arkadaşımız aracılığı ile tanıştık. Tam da bir basiste ihtiyacımız olan zamanda tanıştırıldık. Basistler çok ünlü olmadığı için (gelmek isteyen olmadığından) zor durumda kalmıştık. (güler) Onun yakışıklı bir basist olduğunu duyduğumuzda kararımızı verdik. Tanışmadan önce sadece telefonda görüşebilmiştik ve 2009'da gruba katıldı.

2008'de Moon ve Sooyoon Fading From Dawn ismi ile performans sergilerken her birinin seçtiği kelimeler işe "Royal Pirates" ismi ortaya çıktı. Eski ismi zor geldiği için değiştirmek istemişlerdi ama yenisi de zorlukları yanında getirdi bu yüzden bununla ilgili komik anıları var. Popüler şarkıları coverlayıp bunları youtube hesaplarında paylaşırken ve isimlerini daha çok duyururken bir anda kendilerini festival sahnelerinde buldular.

Sooyoon: Açıkçası Amerika'daki promosyonlarımızı tamamlayamamıştık. Asyalı olduğumuz için bağlantılarımız yoktu. Gerçekten durabileceğimiz bir sahneye sahip değildik. Başlangıçta bir basistimiz olmadığı için zengin melodiler ortaya koyamıyorduk ama Kore festivallerinde ve kiliseler de çok çaldık. James katıldıktan sonra hep birlikte bir müzik üniversitesi olan Musican Institute'ye katıldık ve 3 ay staj gördük. Daha sonra Hollywood'un ünlü kulüplerinde performans sergiledik.

Moon: Ben küçükken şarkı yazmayı onu sergilemekten daha çok severdim. Youtube bir istisna olmuştu.

Amerika'da tanışıp orada promosyonlar yapan bu üçlünün Kore'ye nasıl geldiğini merak ettik. Küçük yaşta Amerika'ya göç eden Sooyoon ve Moon on yıldır Kore'ye özlem çektiklerini söylediler. Ama Amerika'da doğup büyümüş James için karar vermek kolay değildi.

Moon: Videolarımızı gördükten sonra ajansımız bizimle anlaşma imzaladı. Bundan sonra Kore endüstrisinde başlangıç yapmak hakkında düşündük. Koreli olduğumuz için ana vatanımızda promosyonlar yapmak istedik.

James: Dürüst olmak gerekirse benim için gerçekten zordu. Her zaman endişeliydim ve bu zamanlarda gerçekten kendimin kim olduğunu bilmiyordum. Düşündüm ki Kore'ye gelirsem kendi kişiliğimi bulabilirim. Ailemin nasıl bir ortamda yetiştiğini görebilirdim ayrıca Sooyoon ve Moon ile müzik yapabilmek için iyi bir şanstı. Bundan önce müzik benim için sadece bir hobiydi. Uzun zaman önce bandle turlara çıkıp performans sergilediğim olmuştu ama o zamanlarda bile üniversiteye gidip derslerime yoğunlaşmam gerektiğini düşünüyordum. Bir profesör olmak istiyordum. Ama Sooyoon ve Moon ile tanıştığımda bunun eğlenceli olduğunu düşündüm. Birlikte iyi müzik yapabileceğimizi ve kendi kültürüm hakkında daha çok şey öğrenebileceğimi düşündüm. Şu anda hayatım baştan sona değişti.



James Korece konusunda zayıf olsa da düşüncelerini tam olarak özetledi. Seyircilerin gözünde bir atlet olarak göründüğü en son programı "Laws of the Jungle"dan önce James'in resmi Kore çıkışı bir manken olarak olmuştu.

James: Amerika'da bir süre manken olarak çalıştım. Part time çalışırken sık sık kadroya katılmak için teklifler alırdım. Başlarda bunun mantıksız olduğunu düşündüğüm için reddettim. Düşündüm ki Amerika'da özellikle bir Asyalı için mankenlik çok zor olur. Ama bir gün restorandaki part time işimde çalışırken ünlü bir fotoğrafçıyı misafir ettik. Benden tek bir çekim yapmamı rica etti ben de yaptım. Bunu dostça gösterdiğinde ben de bir anda kadroya dahil oldum. Bundan çok para kazanamadım. Kore'ye geldikten sonra CF reklamında oynama şansı çıkışımızdan önce geldi. Shinhan Card ve Sonny için çekimler yaptım. Mankenlik işi eğlenceli ve bunu ileride de yapmak istiyorum ama müzik yaparken bu işi yürütmek istiyorum.

Royal Pirates'ın her üyesinin kendine özgü çekicilikleri var. James kadınlar arasında yakışıklılığı ile ünlü iken gülerek "Gençken ahmağın tekiydim" diyor. Moon ve Sooyoon'un ise kendilerine has parlak kişilikleri var. Üç üye de tek tek dikkat çekiyor ama birlikteyken bir denge yakalıyorlar.

Moon: Başlarda kişiliklerimiz yüzünden problemler vardı ama şimdi birbirimizi çok iyi tanıdığımızdan oldukça iyi uyum sağladık. Birbirimizi tanıyıp anlamak için zamana ihtiyacımız vardı. Birbirimizden çok farklıyken eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Bu müziğimize de yansıyor. Bize şöyle bir bakarsanız benzer gözüktüğümüzü düşünürsünüz ama detaylara indiğinizde çok farklı eğilimlerimiz olduğunu göreceksiniz.

Sooyoon: Elbete farklı özelliklerimiz var ama şimdi bu özelliklere saygı duymayı ve kabullenmeyi öğrendiğimiz için çok fazla kavga etmiyoruz. Problem noktasını geçmişiz gibi hissediyorum.

Moon ve James sırasıyla "Laws of the City" ve "Laws of the Jungle" eğlence programlarına katılarak promosyonlarını yapma fırsatı yakaladı. Çıkışlarını yapar yapmaz böyle bir şans yakalayarak eğlence programlarında promosyon yapmaları sayesinde etkileyici tepkilerle karşılaştı.

Moon: Çıkışımızı yaptıktan bu kadar kısa süre sonra bir eğlence programına katılma şansı yakalayacağımı düşünmemiştim bile. Kişisel olarak New York'a gitmek benim için harika bir deneyimdi. İki yıldır sadece şirketteydim, çalışıyor ve pratik yapıyordum. Bu yüzden bu yaşam tarzından dışarı çıkıp bir yerlere gitmek istiyordum. Tam da bu sırada üç haftalığına yurt dışına çıkıp değişik insanlarla olma şansı yakaladım. Benim için tatil gibiydi. Çalışan-işveren durumu oldukça yardımcı oldu.

Sadece Moon'un Laws of the City hikayelerine değil James'in de sahne arkası hikayelerine sahibiz.

Moon: Laws of the City senaristlerinden biri James'in hayranı. Bu yüzden onlar James ile gitmek istediler ama şirket "Bu çocukların hepsi çok iyi neden hepsiyle tanışmıyorsunuz?" dedi. Bizimle röportajlar yaptılar ve sanırım beni ilginç buldular. Böylece James Laws of the Jungle'a gitti. Bence hepimiz uygun olduğumuz yerlerdeydik.

Gelecek albümlerinin hazırlıklarını yaparken etkinliklerini artırmak için Kore'nin muhtelif yerlerinde busking etkinlikleri yapan Royal Pirates'ın özgünlüğü ne? Performansları planlamamışlardı ama 7 tane sokak konseri verdiler. Seul Hongdae'den Han Nehri'ne çeşitli sokaklarda performanslar sergilediler ve dahi eğlenceli müziklerini herkese gösterdiler.

Sooyoon: Bir yıl önce band olarak yapmak istediğimiz bir şeydi ama hazırlayamadığımız çok şey vardı. Bu sefer fırsata atladık. Çok fazla insan gelmez diye endişe ediyorduk. Alandaki kalabalıkla iletişim kurabilecek miyiz, gürültü ve hava durumu nasıl olacak diye çok düşündük. Aslında Han Nehri'nde performans yaparken yağmur yağıyordu ama çalmaya başladığımızda durdu. Şükürler olsun ki gökkuşağı çıktı ve çıkan güneşle iyi bir atmosferde performans sergileyebildik.

Moon: Çok fazla hazırlanamadığımızı düşünüyorduk bu yüzden doğaçlama ve provasız performanslar sergiledik. Bu yüzden Hongdae ve Han Nehri'nde olduğu gibi hava rotamız ve performansımız oldu. Bence buskingler sayesinde müzikal anlamda geliştik. Hayranlarımızla yakın ilişkiler kurabildik yine de bazı sahne yeteneklerimizi göstermeden önce çok fazla performans sergileyememiştik.



Böylelikle Royal Pirates gelişimin engin yollarında ilerliyor. Kimi örnek aldıklarını sorduğumuzda Moon şaşırtıcı bir şekilde Hollywood yıldızı Leonardo DiCaprio cevabını verdi. Beklenildiği gibi James ve Sooyoon saygı duydukları müzisyenlerin isimlerini verdiler.

Moon: Benimki DiCaprio. Çiçek çocuk olarak başladığı kariyerinde dişiyle tırnağıyla kazıyarak ilerledi ve ünlü bir aktör olarak yerini aldı. Müzikle ilgilenmese bir aktör olsa bile onun gibi bir auraya ve karizmaya sahip olmak istiyorum. Elbette dikkatimi çeken daha çok sanatçı var. Paul McCartney'in müziğini severim.

Sooyoon: Benim için baterist Tony Royster ve Travis Barker. Barker ilk kez minör enstrüman kullanıp yaygınlaşmasını sağlayan kişidir. Bu dünya çapında. Bateri yeteneklerinin dışında kendi markasını oluşturdu. Kore'de Yoon Jongshin-ssi havalı biri. O müzikal anlamda ve bir çok alanda baskın bir yetenek ama ben özellikle onun eğlence programlarındaki eğlenceli kişiliğine saygı duyuyorum. Eğlence sektöründeki imajından dolayı müzikal yapısı saklı kalabilir ama aylık projeler yayınlıyor ve onu dinlediğimde ilgi çektiklerini düşünüyorum. Şimdi dinlediğimde bile güncel olmadığını söyleyemem.

James: Ben Daft Punk ve Rise Against the Machine'i beğeniyorum. Müzikal kişilikleri havalı. İyi olmak istedikleri şeyleri yapıyorlar ve Kore piyasasında örnek aldığım kişi Sean. Onun insanlara yardım edişini, sosyal hizmetlerini ve bağışlarda bulunmasını beğeniyorum. Kocaman bir kalbi olduğunu düşünüyorum ve oldukça mutlu görünüyor. Onu kıskanıyorum.

Şu sıralar Love Toxic promosyonlarıyla meşgul olsalar da Royal Pirates ileri de eğlence sektöründeki başka alanlarda etkin olmayı ve hayranlarıyla yakın ilişkilerini sürdürmeyi düşlüyor. Üyeler "Sahnede olmak harika ama kendimize ait daha çok kişisel özelliğimizi göstermek istiyoruz" sözleriyle önemsedikleri tarafları gösterdiler.

Sooyoon: Şimdiye kadar promosyonlarımızın karman çorman ve üstün körü olduğunu düşünüyorum. Bu sefer özgüven kazanacağımız, hayranlarla buluşup onların sevgilerini kazanabileceğimiz bir promosyon olmasını umuyorum. Aynı zamanda gelecekteki tüm hayranlarımızla da tanışmak istiyorum. Gerçekten çok eğleniyorum ve umarım ileride herkes tarafından dolayı tanınan bir grup olabiliriz.

Moon: Promosyonlara ilk başladığımız zamanlarda karışık bir döneme denk gelmişti. O zamanları düşündüğümde eğlenirken mutlu olduğumuzda daha çok parlıyorduk. Bence parladığımız zamanlar bunlardı. Umarım şimdiki promosyonlarımızda da ileride de çok eğleniriz. Umarım insanlarda bizimle birlikte eğlenebilirler.

James: Bence tutkuyla yaptığımız hiçbir şeyi ileride unutmamalıyız. Ayrıca her zaman pozitif düşünmek isterim.

Röportajı bitirdikten sonra Royal Pirates bu anlamlı albüm için hazırladıkları özel bir etkinlikten biraz ipucu verdi. Dediler ki albümlerden çıkan posta kartlarını atmayın ve onları on yıl sevgiyle saklayanlara (grup) bir hediye gönderecek. Doğru mudur bilinmez ama bu kartlar koleksiyonu yapılabilecek kartlardan ve bunu yapmalı ve on yıl sonra bu sözü hatırlamalı. 

Royal Pirates: Albümün çıkış parçası güzel ama albümdeki tüm şarkıların kendilerine has renkleri var. Lütfen albümdeki diğer şarkıları da dinleyin ve çok eğlenin.

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak: FYRP
Çeviri: unDineee

24 Eylül 2014 Çarşamba

Royal Pirates - Love Toxic (Türkçe Altyazılı)




Bulunduğu Albüm: Love Toxic
Çeviri & Altyazı Zamanlama: mcnbl

14 Eylül 2014 Pazar

③ 3 Erkeğin Kaçıramayacağınız Özel Hayatları!


3 kadın piyasa yapabilir mi?

Pekala, 3 erkek de piyasa yapabilir.

Royal Pirates, en basit sorulara bile detayları ile cevap veren harika konuşmacılardan oluşuyor. James'in Korece'si yeterince akıcı olmadığı için cevap vermesi biraz sürüyor ama o kendi hikayesini anlatabilmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Eğer yardıma ihtiyacı olursa Moon ve Sooyoon onun gönüllü çevirmenleri oluyor.

Ne olursa olsun, çok keyifli bir röportajdı.

3. Bölüm: Müzik, TV Programları ve 3 Erkeğin Kaçıramayacağınız Özel Hayatları

S: Hayatınızdaki en üzüncü an nedir?

James: Annemin Amerika'daki araba kazası ve kolunun çatlaması. O anda programım yüzünden Kore'deydim ve ona yardım edebilmek için hiçbir şey yapamadım. Sonra o an hayatımdaki en değerli şeyin ne olduğunu düşündüm.

Sooyoon: Albüm hazırlamak hayatımdaki en zor şeydi. Annem o sıralar çok katıydı.

Moon: Hayatımdaki en zorlu zamanlar benim pek çok zorluk yaşadığım yer olan Amerika'daki zamanlardı. Dahası yeni bir düzene ayak uydurmak benim için hiçbir zaman kolay olmadı.

S: Hayatınızdaki en mutlu an nedir?

James: Ben Citybreak konserinde performans sergilediğimizde çok mutluydum. Sahnedeyken cennette gibi hissettim. Dikkatim dağılmaksızın tamamen müziğe gömülmüş olmak inanılmazdı.

Sooyoon: Annemin hastalıktan kurtulduğu zaman çok keyiflenmiştim. Ondan telefon aldığımda mutluluktan göz yaşlarına boğulmuştum. Hayatımdaki en mükemmel şeyin ailem olduğunu bir kez daha anlamıştım.

Moon: Bizim müziğimizi dinledikten sonra gülümseyen insanları gördüğümde çok mutlu oluyorum.

S: En sevdiğiniz yemek nedir?

James: Pizza mı? Hepimiz pizzaya bayılırız.

Moon: James haklı. Özellikle de Hawaiian pizzaya! Domuz pirzolasını ve yumuşak tofu ve galbi gibi Kore yemeklerini seviyoruz.

Sooyoon: Kolayca ulaşabildiğimiz için pizzayı seviyoruz.

S: En sevmediğiniz yiyecek nedir?

Moon: Lezzetli olup olmadığına bakmaksızın her şeyden bir ısırık alıp denerim. Ama balık kokusuna tahammül edemiyorum. Örneğin çiğ balık yerim ama istiridye, soya soslu yengeç ve inek bağırsağı yiyemem. Küçükken biraz inek bağırsağı yedikten sonra onu tükürmüştüm. İlginç bir şekilde biftek işkembem var.

James: Ben dondurmayı ve bağırsak yemeği severim! Ormandayken balık bağırsağı yemiştim çok lezizdi. İnsanların neden tavuk ayağı yemeği sevdiklerini anlayamıyorum. Ama domuz ayağı severim. Ama tavuğun ayağı yemeğimin bir parçası olamaz.

Sooyoon: İğrenç görünen yemekleri yemem. Bağırsaklar, domuz kafası, inek bağırsağı, domuz kanı.. Ama sığır kırkbayırını (içorganı) yiyorum... Ben neyim?

S: Kendinizle ne zaman gurur duydunuz?

Moon: 'Laws of the City' ekibindeyken. Hey sonunda onlar benim cazibemi keşfettiler diye düşündüm.

Sooyoon:  Açgözlü düşüncelerimi kafamdan sildiğimde. Her şeyde en iyi olma takıntım vardı. Bu yüzden en iyisini yapmak için çok çalışırdım ama bu açgözlülüğümden arındım.

James: TV'deyken. Ailem programlarımı izler ve annem kocaman bir gülümsemeyle benimle gurur duyduğunu söyledi. Ondan daha fazla iltifat almak için daha çok çalışmalıyım diye düşündüm.

S: Kendinize ne zaman kızdınız?

Moon: Tembelleştiğimde kendime kızıyorum. Sabah kalktığımda kafam karışık oluyor.. Ayrıca, çıkış yapmadan önce eğitim süreci çok sıkıcıydı. Ben özgürlüğü severim ve bağlı kalmayı sevmem. Bu yüzden beynimde kabul etmiş olmama rağmen demode eğitim prosüdürlerini neden takip etmek zorunda olduğuma dair içimde çok çelişki yaşadım. Çok çalışmak istiyorum ama kalbim beni takip etmiyor.

Sooyoon: Ailemin duygularını incitecek kötü/sert sözler söylediğimde. Okuldayken onlarla konuşmazdım ve kendi halimde yaşardım. Şimdi büyüdüm ve Kore'de yaşıyorum. Annemi ve babamı çok düşünüyorum.

James: Kendime karşı dürüst olduğum zaman çok yetenekliyim ama bazen o insana karşı hata yapıyorum. Pratik yaptığım zaman bazen gerçekten kim olduğumu unutuyorum. Sadece kendimi güzelleştirmek hakkında düşünüyorum. Ailem ve arkadaşlarımla karşılaştırıldığında kendi değerim hakkında düşünüyorum. Rekabetten ziyade en iyisini yapmaya çalışıyorum.




2: Naklen Konuşma

S: Üçünüzün tanışmasından beri uzun bir süre geçti. Birbirleriniz hakkındaki ilk izlenimleriniz ne olmuştu?

Sooyoon: Moon hyung ile tanışmamızın üzerinden 10 yıldan fazla süre geçti o yüzden gerçekten nasıl olduğunu hatırlayamıyorum. Ama.. Benden farklı bir insan diye düşündüğümü hatırlıyorum. Diğer insanlarla kolayca iletişim kurabiliyordu ve onun gibi olmak istemiştim.

Moon: James uzun boylu ve uzun saçlıydı. Onun hakkındaki ilk izlenimim iyi ve masum biri olduğuydu.

James: Çok fazla Koreli arkadaşım yoktu. Sooyoon ile karşılaştığımızda, 'Oh demek Koreli biri böyle oluyor' diye düşünmüştüm.

S: Birbirlerinizin eksik yönlerini görüyor musunuz?

Sooyoon: Moon çok saf. Onun hayali bazen gerçekleri göremeyecek kadar büyük oluyor.

Moon: James kendi benzersizliğini göstermeye engel olacak kadar çok endişeli.

James: Sooyoon çok zeki ve düşünceli. Bir şey önerip, bunu da deneyebiliriz diyen biri.

S: Aksine, diğerlerinin benzemek istediğiniz bir özelliği var mı?

Sooyoon: Bir önceki cevapla aynı. Onun saf kişiliği.

Moon: James'in uzun boyu? İlk kez tanıştığım kişilerle takılabilirim ama James de bunu yapabiliyor. Bunu kıskanıyorum.

James: Sooyoon'un zayıflığı aynı zamanda onun gücü de olabilir. O zeki ve düşünceli, bu yüzden insanları anlamak için geniş bir bakış açısına sahip.

S: Birbirinize söyleyemediğiniz bir şey var mı?

Sooyoon: Moon hyung doğum günün kutlu olsun. Henüz ona söyleyememiştim.

Moon: Hahah! (utanarak) Seni seviyorum James. İyi iş çıkarıyorsun.

James: Bir şeye ihtiyacınız olduğunda söyleyin. Size yardım edeceğim. Ona söylemek istediğim şey bu. Bana bunu dile getirme fırsatı tanıdığınız için teşekkürler.

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak:wikikpop
Çeviri: mcnbl



Love Toxic İle Geri Dönen Grup Rock Ruhu İle İlerliyor



Royal Pirates, yeni albümleri 'Love Toxic' ile geri dönüş yaptı. Bu albüm onların sene başında çıkardıkları ilk mini albümden sonra çıkardıkları ikinci mini albümleri. Onlar topluma hitap etmeyi amaçlayan bir rock grubu olarak şarkıcı ve söz yazarı olarak iyi bir başlangıç yaptılar. 

Sooyoon: Yazdığım şarkı Love Toxic çıkış parçası olarak seçildiğinde sevinçten ağzım kulaklarıma varmıştı. Aşk yaşamın gerekliliklerinden biridir. Herhangi biri kalbinde bir aşk taşır. Tek taraflı bir hikaye yazmak yerine hayranların rahatlıkla anlayıp takip edebileceği bir şarkı yazmak istedim. Bence bu his doğru geldi. 

Bu demek değil ki Sooyoon grupta liderliği alan tek kişi. Albümde James ve Moon'un eserleri de yer alıyor. Böylece albümdeki tüm şarkılar Royal Pirates üyelerinin kendi bestelerinden oluşuyor. Aşkın çeşitli şekillerde ifade edilmesi ile hayranlarının kalbine dokunuyorlar.

Moon: Bu ilk kez olan bir şey değil. Önceki mini albümümüzde bir şarkı haricindeki tüm parçalar üyeler tarafından bestelenmişti. Bu sefer bu albüme birçok değişik bakış açısı koyduk. Yeni taze bir aşkın değişimi, karşı cinse olan ilgi, ayrılıktan sonra yaşanan üzüntü hayatınız boyunca hissedebileceğiniz duygulara ve daha fazlası.

Elbette bu sefer albümdeki aşk temaları Royal Pirates üyelerinin yaşanmışlıklarından yola çıkarak yazıldı. Kendi samimi ve gerçek hisleri şarkılara koyarak dinleyicilerle empatik bir etkileşim kurdu. Diğer bir değişle kalpler arasında kurulan bir bağlantı. 

Moon: Ben özellikle Haru'ya çok bağlıyım. Bunu birini sevmeye başladığınız ilk anlarda içinizin titrediği duyguları göz önüne alarak yazdım. Bunu bestelediğimde bir kız arkadaşım vardı ve ona dinlettiğimde çok sevmişti. Bir süre önce ayrıldığımız için şimdi çok uzak hatıralar gibi geliyor.




Çıkışlarından sonra sadece sahnelerde olmadılar aksine hayranlarıyla buluştukları değişik programlara da katıldılar. Bunun anlamı eğlence programlarından arta kalan zamanlarında beste yapıyorlar. Sooyoon Arirang Radyo'da bir radyo programının sunuculuğunu yaparken James SBS'in Laws of the Jungle programına Moon ise aynı kanalın Laws of the City programına katıldı. 

James: Ben ilk başa Laws of the City'ye katılmam konusunda bir teklif almıştım. Daha sonra Moon ile rolleri değiştik. Rahatsız hissetmekten çok rahatlamış hissetmiştim. Benim Korece konuşurken akıcı bir şekilde konuşamama gibi bir problemim vardı. En büyük problem buydu eğer ekip orjinal planda bunu çok dert etseydi Laws of the Jungle'a da katılamazdım. (Güler) 

James Laws of the Jungle'da Kore kültürü hakkında çok şey öğrendiğinden bahsetti. Ama Korece engeli yüzünden tam anlamıyla adapte olamadı. Uzak bir yere yolculuğun başlangıcında zorlu bir çevreyle karşılaşmasına rağmen meslektaşlarıyla kişisel görevlerinde eğlence sektörünün hatırası sıkı dostluklar kurabildi. 

James: Kendime güvenim gelişti. İleride bir eğlence programına katılmamı isterlerse daha fazla korkmayacağım. Katıldığım Laws of the Jungle Indiana Oceans henüz tamamlandı ama Byungman ekibinin dostlukları hala devam ediyor. Park Hwisoon hyung'la çok yakın bir zaman önce konuştuk. (Güler)




Elbette müzik alanında ilerleyen bu gençler için eğlence programlarında boy göstermek bir baskıya neden oluyor. Kendilerini şarkı yazmaya adamışken zaman yeterli gelmemeye başlıyor. Bir gazeteci olarak bunu sormamam gerektiği halde eğlence programlarının bir yük olup olmadığını zamanlarını çalıp çalmadığını sordum ve aldığım cevap fazlasıyla tatmin ediciydi. "Asla"

Sooyoon: Açıkçası başlangıçta her şey biraz karışıktı. Üyeler showmen olmak istemiyordu biz bir band olmak istiyorduk. Ama ismimiz tanınmadığı sürece bir band olarak performans sergilemek imansız hale geliyor. Daha sonra düşündüm ki eğlence programları sayesinde tanınabilir böylece hayranlarımıza minnetimizi gösterebiliriz. Şimdi mi? Daha fazlasını istiyorum. (Güler)




Royal Pirates Love Toxic şarkılarının promosyonlarına devam ediyor. Hala "çaylak" lakabından kurtulabilmiş değiller. Tüm zamanlarını yayınlara ve müziğe harcasalar da yine de gidecek çok yolları var. Onların gelecek hayallerini merak ediyorum. 

Moon: Hayranlara Royal Pirates üyelerinin daha spesifik özelliklerini göstermek istiyoruz. Elbette müziğimizi de daha çok dinlemelerini istiyoruz. En son mini albümümüzle bu albüm arasında 8 ay var ama bir daha ki sefere performanslarla arayı daha da azaltmayı istiyoruz. Bu ilerlemek için çok çalışma zamanımız. 

Hazırladığımız tüm soruları cevapladıktan sonra herkes Royal Pirates'ın çekiciliğini, dürüstlüğünü ve dolup taşan enerjilerini hissedebilir. Onlar insanlarla birebir ilişki kurmaya çalışan diğer bir değişle "canlı" üç kişilik bir band. Gelecekte yapacakları müziği de sabırsızlıkla bekliyoruz. 

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.com'a aittir. Blogdan yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak: FYRP
Çeviri: unDineee

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Blogger Templates