Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

30 Aralık 2014 Salı

Royal Pirates, Oyuncu Choi Jin Hyuk ile MBC Drama Awards'ta Sahne Alacak


Oyuncu Choi Jin Hyuk 2014 MBC Drama Awards töreninde rocker kimliğini gösterecek. Yayın kanalının 29 Aralık'taki duyurusuna göre Choi Jin Hyuk 30 Aralık'ta 2014 MBC Drama Awards töreninde rock band Royal Pirates ile özel bir sahne sunacak. Choi Jin Hyuk'un bir rocker'a dönüşeceği performansı hayranları büyük bir sabırsızlıkla bekliyor.

Choi Jin Hyuk zaten 'MBC'nin Gu Family Book' dizisinin resmi soundtrack'inde söylediği şarkı ile insanların dikkatini üzerine çekmişti. Bu yüzden pek çok kişi Choi Jin Hyuk'un bir rocker olarak nasıl bir değişim geçireceğini merak ediyor. 

Royal Pirates'ın ajansı Apple of the Eye'ın temsilcisi de, "Choi Jin Hyuk ile MBC Drama Awards'ta birlikte sahne almak bir onurdur. Sanatçılarımız kendi cazibelerini mümkün olduğunca programa yansıtarak ellerinden gelen en iyi performansı sergileyecekler." açıklamasını yaptı. 

 '2014 MBC Drama Awards', Shin Dong Yup ve Girls' Generation'dan Sooyoung'un sunuculuğunda Kore saatine göre 20:55 yayınlanacak!

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan çıkarılması veya alıntı yapılması kesinlikle yasaktır!*

Kaynak:allkpop,soompi
Çeviri: mcnbl

26 Aralık 2014 Cuma

Diğerlerine Benzemeyen Bir Band: Royal Pirates



Bu sefer ki promosyonları sırasında Royal Pirates halkla daha yakın olma şansı yakaladı. Bunu kabul görmek için yapmak zorunda oldukları bir yol olarak değil insanların müziklerini dinlemeleri için yaptılar. Şarkılarını kendi yollarıyla insanlara tanıttılar. Başlangıçta biraz yorulmuş olsalar da müzik hakkındaki asıl amaçlarını geri kazanıp yeniden başlayacak gücü buldular. Onlarla konuşmamız sırasında bize çekiciliklerini gösterdiler ve birçok yönlerinden sadece birini öne çıkarmak yerine kişilikleri hakkında çok fazla ipucu verdiler. Farklı tarzdaki bir bande aç olan halk eminim ki Royal Pirates ile tanıştığına çok mutlu olacak.



▼İkinci mini albümünüzün tanıtımlarıyla ilgileniyorsunuz. Yoğun programınız sizin için zor oluyordur.

Moon: Zihnen, minnettardım ve eğleniyordum ama aynı zamanda uyuyamıyordum da. Bu yüzden biraz zor olduğunu düşünüyorum.
Sooyoon: Promosyonları yaparken çok büyük zevk alıyordum ve kendimi eğlendirebiliyordum. James ve ben şarkı söylemediğimiz için bizim için sorun yoktu ama sesine dikkat etmesi gerektiği için Moon hyung için zor olduğunu düşünüyorum.

▼Bu albümün ardında yatan hikaye nedir?

Sooyoon: Bu albümün teması 'aşk' Başlangıçta planlanmış bir konu değildi. Üyelerin yazdıkları şarkılar toplandığında aşk teması etrafında birleştiğini fark ettik. Aşkın bir sürü çeşidi vardır. İlk şarkı (Haru) taze ve yeni başlamış bir aşkı anlatıyor, ikinci şarkı ise (Love Toxic) değerli ama umursamaz bir aşkı resmediyor. Kendisine ait bir aşk, aşık olduktan sonra gelen pişmanlık bunların hepsi farklı bir türün içinde. Biz içine çok fazla rock, rock ballad, ve pop unsurları ekledik.

▼Nasıl oldu da üçünüz de aşk hakkında konuşmaya başladınız?

Moon: Aşk hakkında yazan çok fazla bestekar yok mu? İnsanlar sürekli aşkın bir şekliyle yaşıyorlar ve bu ihtiyacımız olan bir şey. Özel olduğu kadar bence insanların aşka empatiyle yaklaşabilmesine neden olacaktır.
Sooyoon: Yirmilerinin ortasındaki her insan aşkla ilgilidir.

▼Tüm üyeler şarkılar yazıp besteledi peki Sooyoon'un yazdığı şarkının çıkış parçası olmasının nedeni neydi?

Sooyoon: Öncelikle diğer ikisi yurtdışına çıktığı için ben söz yazmaya odaklanabildim. Yazdığımda onu çıkış parçası olarak düşünmüştüm. Bandimizin çıkış parçasının ihtiyacı olan şeyleri düşündüm. Televizyon yayınlarında tanınıp yayılabilecek bir şarkının yanında canlı performanslara da uyum sağlayabilecek bir şarkı olmalıydı. Birçok kez performe edebileceğimiz, insanların kolay anlayıp dillerine dolanan bir şarkı yapmak istedim. Vokal şarkı söylemek zorunda olduğu için Moon hyun'un karakterine uygun bir şarkı yapmalıydım. Law's on the City'de görünen playboy izlenimini dikkate alarak sözleri yazdım ve duygu bu tutumla ilerledi. Açıkçası şarkı yaz aylarında Haziran Temmuz boyunca yayınlanacaktı. Bu yüzden ritmik parlak ve daha ışıl ışıl bir şarkı yazmıştım ama Moon ve James yurt dışına çıktıkları için Temmuz Ağustos aylarında yayında kaldı. Şarkıyı yayınlamak için doğru zamanlamayı kaçırdık.

▼Şarkının aldığı tepkiler oldukça iyi.

Sooyoon: Biraz karışık tepkiler var. Kore'de çıkış yapmadan önce bizi takip eden insanlar her zaman kullandığımız rock elementlerini kullanmadığımız için biraz üzgündü ama yeni ve genç hayranlarımızla halk yeni tarzımızı beğendi.

▼Aniden Royal Pirates'ın takım adını merak ettim.

Moon: Açıkçası bu ismi oluştururken anlamına çok da dikkat etmedik. James henüz bize katılmamıştı. Sooyon ve ben de uyumak üzereydik ama bir anda bir band ismi oluşturmamız gerektiği hakkında konuşmaya başladık. Sooyoon 'royal' kelimesini sevdiğini söyledi bense o zamanlar 'Karayip Korsanları'na (Pirates of  the Carribbean) fena halde takılmış durumdaydım. Johnny Depp hayranıyım. Bu yüzden ona ben de 'pirates' kelimesini seviyorum dedim. Diğer kombiasyonları denedik ama Royal Pirates en iyisi gibi duruyordu biz de bu isimde karar kıldık.
Sooyoon: Denediğimiz isimlerden birisi 'Royal Ninjas'dı. (Kraliyet Nijaları)
Moon: Royal Empire'da vardı. (Güler) İsmi bulduktan sonra anlamına sıra geldi. Bu bir hayalin açıklaması. Müziğimizle ve karakterilerimizle 'royal' yani kraliyet ailelerinde olduğu gibi şık ve klas bir imaj çizmek istiyoruz ama bu yolda korsanların özgür ruhlarıyla ilerleyeceğiz. Bu iki hisle yaşayan bir band olmayı istiyoruz. Bu anlamı veriyor.
Sooyoon: Kore'de ilk çıkış yaptığımızda ismin telaffuzu oldukça zordu. Bu yüzden değiştirmeyi düşündük ama 3 yıl bu isim altında promosyonlar yaptıktan sonra onunla devam etmeye karar verdik.
James: Ben katılmadan önce bu ismi buldukları için isme hiçbir katkım yoktu ama bu takım adını seviyorum.
Moon: Eğer grubun ismini telaffuz etmekte zorlanıyorsanız bize kısaca RP diyin.

▼Kore'ye gelmeden uzun süre Amerika'da yaşadığınız için orayı özlediğiniz çok zaman olduğunu düşünüyorum.

James: Bazen yemekleri ve arkadaşlarımız özlüyorum ama asıl özlediklerim evebeynlerim, ailem! Hepsi Kore'ye gelebilseydi harika olurdu.
Moon: Şükürler olsun ki Sooyoon'un ve benim ailemin hepsi Kore'ye geldi.

▼James'i çıkışınızla karşılaştırırsak Korecesi epey gelişti.

Moon: Çok daha iyi oldu. Neredeyse hiç iletişim kuramıyorduk.
James: Gerçekten sıkı çalıştım. Ben Korece konuştuğumda benimle dalga geçiyorlardı.
Moon: Genellikle İngilizce konuştuğunda çok havalı oluyor ama ne zaman ki Korece konuşmaya başlıyor tamamen sevimli bir hal alıyor.
James: Söylemek istediğim her şeyi söyleyemiyorum. Bu yüzden engelleniyorum ve bazen neler olduğunu anlamadığım zamanlar oluyor. Yavaş yavaş ilerlediğim için mutluyum.

▼Çalışırken çok meşgul oluyorsunuz ama Kore'nin turistik yerlerini gezmeye fırsatınız oluyor mu?

Moon: Sürekli Seul çevresinde olduğumuz için çok fazla fırsatımız olmuyor. Kore'de başka yerlere de gitmek istiyorum.
James: Gerçekten Busan'a gitmeyi çok istiyorum. Amerika'dayken bir yüzme atletiydim. Bu yüzden sık sık plaja giderdim ama Kore'ye geldikten sonra sanırım üç yıldır gitmiyorum. Denizin kokusunu unutmuştum. Ama Laws of the Jungle'a katıldığımda sahilden başka bir şey yoktu.

▼ Japonya'da sahne alırken 'Buzlu Su Kovasına Meydan Okuma' etkinliğine katıldınız ve Kore'nin, Çin'in ve Japonya'nın cumhurbaşkanlarına meydan okudunuz.

Moon: Tanıdığımız herkes çoktan bu meydan okumaya karşılık vermişti. Kuzeydoğu Asya'da olduğumuz için iyi bir amaçla ve üç ülkenin ilişkiler kurup, birleşip daha da yakınlaşmasını sağlamak için bu şekilde davranmak harika göründü. Bu oldukça iyi bir amaç içindi ve yaparken eğlendim. Elbette ki oldukça yoğunlar ve bazı nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememiş olabilirler. Ama insanlara daha da yakınlaşabilmelerine bir yol açmak için onları seçtik.
Sooyoon: Bizi Japonya'da bunu yaşarken, aynı zamanlarda İtalya başbakanı ve New York başkanı bu meydan okumaya katıldılar. Bizde 'Neden olmasın ki?' diye düşündük. Japonya'da ve Çin'de bu konuyla ilgili haber yapıldığını duydum.
Moon: Hala gençken böyle azimli olmalısınız. (gülüyor)

▼Yakın zamanda eğlence programlarına ve televizyon yayınlarına çıktınız ne düşünüyorsunuz? İleride fırsatınız olursa ne gibi programlarda yer almak istiyorsunuz?

Moon: Daha çıkışımızın 200. günü bile dolmadan önce Laws of The City kadrosuna dahil oldum. Çıkış yapalı çok olmamasına rağmen böyle bir programa çıkma şansını yakaladığım için çok minnettarım. Beklentileri yüksek tutma amacıyla gittim ve tam anlamıyla tatmin olamadım ama varlığım biraz bile yardım etmişse mutluyum. Sanırım bu programdan en büyük kazancım tüm bu insanlarla tanışabilmem, tayfayla ve aw of The City ailesi ile bağlar kurabilmemdi. Diğer bir şey ise muhteşem bir tatil elde etmiş olmamdı. 1-2 yıldır Kore'de monoton bir hayat yaşıyordum. Kişiliğim gereği bu oldukça acı vericiydi ve bundan nefret ettim. Zihinsel olarak limitime ulaştığım anda yeni insanlarla yeni deneyimler edinme fırsatı yakaladım. Bu oldukça iyileştirici oldu. Kore'ye geri döndüğümde elimden gelenin en iyisini yapmam gerektiğini düşündüm. Ayrıca birçok programda olma isteğim de arttı. Bir talkshowa katılmak istiyorum çünkü konuşmakta oldukça iyiyim. (gülüyor) Infinite Challenge müzik festivaline de katılıp tüm üyelerle düet yapmak istiyorum. We Got Married de oldukça eğlenceli görünüyor.
Sooyoon: Ben de We Got Family'de yer almak istiyorum ama televizyonda çok fazla güzel program var. Doğayı ve hayvanları sevdiğim için Law of The Jungle'a karşı da bir ilgim var. Stil tavsiyeleri veren bir program olan OnStyle'ı da düşünüyorum, oldukça eğlenceli.
James: Laws oof The Jungle'a gittiğimde herkese çok yardımım dokunduğunu düşünüyorum. Hayal ettiğiniz her şeyden daha zordu. Çok zordu. Ormana ilk gittiğimde resmen büyülendim. Kendinizi ve özgüveninizi bulabilirsiniz. Ormandan döndüğümde ufkum genişledi. Koreceyi daha çok öğrendim ve tekrar gidebileceğimi düşündüğümde kalbim hızla atıyor.


▼Duyduğuma göre bazı sokak konserleri vermişsiniz.

Moon: Bu ilk deneyişimizdi. Her zaman bunu yapmak istemiştik ama başladığımızda çok fazla şarkımız olmadığı için yapamamıştık. Seoul Hillbilly şarkısı çıktığında Seul'de busking (sokak konseri) etkinliklerine başladık. Guerilla (aniden) tarzı yaptık. Yapılacak yeri önceden söylemedik ve mekanı belirlediğimizde hayranlarımıza söyleyip orada buluştuk. Çok fazla çatışmalar vardı ama sonunda doğaçlama yapabildik ve oldukça eğlenceli sokak konserleri yapabildik.

▼Sokak konseri yapmak için özel bir sebebiniz var mıydı?

Sooyoon: Aslında, Kore'de bandlerin çıkabileceği çok fazla sahne olmadığı için hayranlarımızla buluşmak için çok şansımızda olmuyordu. Biz de kendi şansımız kendimiz yaratalım dedik. Hayralarımızın müziğimizi dinleyebileceği ve bizimle direk iletişim kurabilecekleri fırsatlar yaratmak istedik. Açıkçası kaç kişinin geleceği konusunda endişelerimiz vardı. Sadece 20-30 kişinin geleceğini düşünürken 100'den fazla kişiye performans sergilediğimiz için çok mutluyduk. Her şey bittikten sonra gururluydum ve doğru karar olduğunu düşündüm.
Moon: Eskiden performans sergilemeden önce çok endişeli olurdum. Huzursuz olurdum. Şimdi bir an önce herkese performansımızı göstermek istiyorum. Bizim heyecanlı görünüşümüzü! Çok fazla özgüven kazandığımı düşünüyorum. Sokak konserleri yapmaya devam etmek istiyorum ama performanslardan biri 300 kişiyle başlayıp 500 kişi ile kapandı, kontrol etmek çok zordu. Şimdi açık alandaki performanslar için insan ilişkilerini göz önünde tutmamız gerektiğini düşünüyorum.
Sooyoon: İki ili birleştirirsek 7 sokak konseri yaptık. Bir haftada iki performans sergiledik ve aynı şarkıları söylüyorduk bu yüzden her aynı şarkıları dinlediler. Gelecekte biraz daha fazla hazırlığa ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Yeni şarkılar hazırlayıp iyi bir zamanda bunları göstereceğiz.
Moon: Sadece bizim performansımızla böyle guerilla busking yapmak daha önce yoktu, bence iyiydi.

▼Müzik yaparken en önemli şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Moon: Doğru ve samimi bir şarkı temayı açık bir şekilde iletmelidir. Eğer romantik bir şarkı ise romantizmi hissetmelisiniz. Eğer iletmek istediğiniz duygu net değilse şarkı da anlamsız olur.
Sooyoon: Dinlediğimde içeriği ve duyguyu sevebileceğim bir şarkı. "Halk sevdi ben de böyle yaptım" diye değil de "Ben sevdiğim için halk da sevdi" tarz bir düşünceyle oluşturulmuş bir şarkı.
James: Bence en önemli şey mesaj.
Moon: Müzik kalitesi iyi ve sözleri uyumlu ama gerçekçi olmayan şarkılar dinlediğinizde açıkçası bu tarz çok şarkı yazdım. Kulağa hoş gelen kelimelerle işlenmiş bir şarkı yapmak. Şimdi yazdığım sözler belki beceriksiz ve hoş bir mesaj içermiyor olabilir ama iletmek istediğim duyguları taşıyor. Bu da onları güzel ve seviyeli kılıyor.

▼İnsanlarla empati kurup ilham kazanarak söz yazmak dışında yöntemleriniz var mı?

Moon: Ben açık fikirli biriyim. Eğer yeni bir şey gelirse onu engellemek yerine yeni deneyimler edinmeyi isterim. Bence birçok ilhamım bu şekilde gerçekleşti. Eğer incinmişsem kendimi kapatmak yerine bunu kullanarak daha çok olgunlaşıp duygu dünyamı zenginleştirmeyi öğrenmek isterim.
James: Ne hissedersem hissedeyim not almak benim için önemlidir. Onu kaydetmeye çalışırken duyguyu unutmak iyi bir şey değil. Bir an önce bu duyguyu kaybetmeden yazmak gerekir ama bu çok da kolay değil.
Sooyoon: Değişik bir çok deneyim kazanmak için çok çalışıyorum. Bu deneyimleri baz alarak bir çok şarkı yazıyorum.

▼Yaptığınız performansları düşündüğünüzde unutamadığınız bir an ya da sahne var mı?

James: Citybreak'de performans sergilediğimizde yeniden doğmuş gibi hissetmiştim. Bundan önce kim olduğumu unutmuşum gibi hissetmiştim. "Kore'de başarılı olabilir miyiz?","Eğlence sektöründe tutunabilecek miyim?" diye endişeliydim ve kendimi diğerleriyle kıyaslıyordum. Ama Citybreak'e çıkmadan önce Law of the Jungle'dan döndükten sonra Sooyoon ile çok fazla konuşuyordum. "Gerçekten iyi olduğumuz şeye odaklanalım", "Müziğimize odaklanalım","Kendimizi diğerleriyle kıyaslamak yerine, eğer yapabileceğimiz şeylerde elimizden gelenin en iyisini yaparsak başarılı olma şansı bize kendisi gelecektir." bu tarz düşünceleri paylaştık. Citybreak performansımız oldukça erken bir saatte olmuştu ama düşündüğümüzden daha çok insan gelmişti ve sahnenin önünde duruyordu. Gökyüzünde uçuyorum gibi hissetmiştim. "Ah bu yüzden genç yaşta Kore'ye gelmiştim" diye düşündüm.
Sooyoon: Performans sergilediğimizde hayranlar dans edip, isimlerimizi haykırarak bizim yazdığımız şarkıları söylediğinde daha çok umudum oluyor.
Moon: İlk sokak konserimizi Han Nehri'nde yaptık ve buskingler burada başladı. Ogün yağmur bir yağıyor bir duruyordu ama biz başladığımızda tamamen durmuştu. Yağmurdan sonra güneş çıkmış ve bir gökkuşağı görünmüştü. Akşamüzeriydi ve günbatımı harika görünüyordu ama orada herkesle oturup birlikte şarkı söylemek duygularımızı geliştirdi ve güzel bir performans ortaya çıktı. Citybreak'de unutulmazdı. Citybreak eğlenceyi hissettiğimiz, Han Nehri ise hayranlarımızla zaman geçirebildiğimiz performanslardı.

▼Bir band olarak, bir kez bile olsa çıkmak istediğiniz, hayal ettiğiniz bir sahne var mı?

Moon: Seoul Olympic Stadium'da performans sergilemek istiyorum. Koreli hayranlarla dolu bir salon olmasını ve insanlarla dolu bir band olmak istiyorum. Ayrıca yurtdışına açılmak istesem de müziğimizin öncelikle Kore'de kabul görmesini istiyorum.
Sooyoon: Citybreak'de performans sergilediğimizde Maroon5'ın sahnesini izledik. Daha önce de World Cup Stadium'da performans sergilemişlerdi. Ben de hayranlarımızın tıka basa doldurduğu bu stadyumda performans sergilemek istiyorum. Maroon5'ı izlediğimizde eskilere ilk başladığımız zamanlara döndüm. Bu hazzı ilk kez lisedeyken hissetmiştim sanırım.

▼İnsanların ünlü şarkılar yaparken siz ülkemizde ünlü şarkıları nasıl görüyorsunuz? Bir band olarak çok fazla şey hissettiğinizi düşünüyorum

Sooyoon: Doğrusunu söylemek gerekirse bu çok iç karartıcı. Şimdi bile alt kültür olabilecek çok fazla müzik türü var.
Moon: Çok fazla "anlık" müzik var ama bunlar çok fazla yetenekli insana televizyondan izlerken umut veriyor. Ülkemizde kaynaklar yok ve gelişebileceği tek şey ün kazanmak. Çok fazla  dikkat çeken insan var ama ama bu insanlar sadece ulusal toplumlarda netizenlerle destekleniyor. Eğer insanların yeteneklerini bulabilecek bir sistem geliştirirsek Kore pop müzik piyasası Amerika'nın çok önüne geçecektir. Şarkı söyleyip dans etmeyi seven bir sürü insan var ve şarkı söylemekte de yetenekliler. Benzersiz renklere sahip insanlar oldukça net seçilebiliyorken bu yetenekleri geliştirebilirsek Kore müzik piyasası güneş gibi parlayacaktır.
Sooyoon: İdol müzik çok gelişti ve oldukça güzel şarkılar var. Görmezden gelmeyi alışkanlık ettikleri birçok şey var ama şimdi "anlık" şeyler o kadar önemli değil, bu iyi bir "anlık" oldu. Her halükarda alt kültür tarzında müzik yapan insanların daha akıllıca yapmaları gerektiğini düşünüyorum.


▼Hangi bandleri örnek alıyorsunuz?

Moon: Şu an dünyanın en iyi bandleri olan Coldplay ve Maroon5. Müzik olarak da popülerlik olarak da düşündüğümüzde bu iki band dünyanın en iyisi. Bu yüzden her zaman onları örnek alıyorum.
James: Kişisel olarak ben Daft Punk'ı örnek alıyorum ve son zamanlarda "Rage Aginist the Machine" dinliyorum. "Rage Aginist the Machine"in en önemli noktası net mesajlar veriyor oluşu ve her an dinleyebilmeniz bence. Bizim de böyle müzikler yapabilmemizi diliyorum.
Moon: Açıkçası ben "Rage Aginist the Machine"i seviyorum ama onlar gibi olabileceğimizi düşünmüyorum. Bu günün toplumuna karşı büyük bir kızgınlıkları var. Biz kendi duygularımızı taşıyoruz. Yine de böyle net mesajlar taşıyan bir band olmayı istiyorum.
Sooyoon: Ben de bu tarz müzikleri seviyorum ama biraz zamanın geçtiğini düşünüyorum. Eğer "Rage Aginist the Machine" gibi gruplar bugün de çıkarsa iyi iş çıkaracaklarını düşünmüyorum. Nesillerin akışına uygun ve insanlar tarafından fark edilen bir band olmak istiyorum.

▼Eğer bir müzisyenle birlikte çalışacak olsanız kim olurdu?

Moon: IU
Sooyoon: Rapper? G-Dragon
Moon: "Rage Aginist the Machine"in güçlü müzikleri gibi şarkılar içeren bir proje albümü yapmak istiyorum. Güçlü rap yapabilen bir rapper ve biz de bu doğrultuda oluruz.

▼Gelecekte bir müzik tarzı deneyecek olsaydınız ne olurdu?

Moon: Bunu dün konuştuk da Beatles'ın "White Albüm" ve "Black Albüm"ü var. Biz de ileride "Royal Albüm" ve "Pirates Albüm" yapmak istiyoruz. Royal Albüm duygularımızı içeren Pirates Albüm ise samimi düşüncelerimizi içerir. Bence konsept albüm için iyi olurdu.
James: Bu bir sır (gülüyor)
Sooyoon: Hayır. Bir magazin için yazılmamalı, gerçeklik için olmalı
Moon: Bunun aslında bir güç olduğu hakkında konuşuyoruz.

▼Müzik dışındaki ilgi alanlarınız ne?

Moon: Three Kingdoms'a ve onun filmine takmış vaziyetteyim. Three Kingdoms'ın canlandırıldığını görmeyi seviyorum. Tarihi arkaplan olarak kullanan bir roman ama onu okurken gerçek tarihin nasıl yazıldığını merak ediyorum ve diğer insanların toplum hakkındaki düşüncelerini okuyorum. Bu karşılıklı tartışma oldukça eğlenceli.

▼Son zamanlarda izlediğiniz en eğlenceli film neydi?

Moon: Bence Being Again eğlenceliydi. Hayatımın filmi olacak. (Ç.N/ Moon editör ile uzun bir süre konuşup filmin her aşırı duygusal sahnesini açıkladı) Being Again ve The Dark Knight benim hayatımın filimleri. Sanırım Kara Şövalye'yi 10 kez izledim. Onu izlediğim her seferinde seviyorum.
James: Christian Bale iyi bir oyuncu (James Kara Şövalye'den bir sahne canlandırmaya çalışıyor)
Sooyoon: Giydiğim şeyi seviyorum ve One Piece animesine bayılıyorum. Olgun ve ahlaki bir teması var ve çabucak Japonca öğrenme istememi sağlıyor. Böylece daha iyi anlayabilirim.
Moon: Bence mangalar gerçekten uzak gelişiyor ve insanların masumiyetini sarsıyor/yumuşatıyor. Slum Dunk'ı izlediğimde kalbim alev almıştı. Çok hırslandım ve gözyaşı döktüm. Gerçekçi düşünecek olursak bir oyunda kim "Sol elimle atış yağacağım" der ki? Ama mangalarda bu mümkün. Sadece mangalarda böyle dramatik bir anda böyle bir şeyi duyabilirsiniz.
James: Egzersiz yapmayı gerçekten seviyorum. Son zamanlarda gerçekten vaktim olmuyor ve bu benim için çok zor ama ben egzersiz manyağıyım. Eğer egzersiz yapamazsam strese girerim.

*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com.tr'ye aittir. Siteden yazı çıkarmak veya alıntı yapmak kesinlikle yasaktır!*

Kaynak: FYRP
Çeviri: unDineee

21 Aralık 2014 Pazar

Royal Pirates'ın Bangkok'daki Performansını Kaçırmamanız için 5 Sebep


 1. Full performans: Bunun sadece bir performanstan ibaret olmadığını bir konser olduğunu söylemek isterim. Sadece 30 dakikalık bir performans değil, Kore'nin rock efsanesi Cho Yong Pil tarafında Super Rookie olarak ilan edilen bir bandden 2 saatlik bir rock müzik ziyafeti. Shout Out'tan Love Toxic'e hit şarkılarının yanı sıra iyi bilinen şarkıları yaptıkları yorumlar ve muhtemelen Youtube zamanlarındaki şarkılarından da bir veya iki tanesinin çalınması bekleniyor. (İpucu: Circus?)


2. Bu çocuklar çok yetenekli ve en iyi CANLI dinlenmeli: Tabii ki onları Music Core ve Inkigayo'da gördünüz, fancamleri izlediniz ama hiçbir şey onların gitar rifflerini, bateri sololarını ve Moon'un içinizi eriten sesini canlı dinlemek kadar sizleri memnun edemez. Muhtemelen sadece Youtube'taki fancamleri tekrar tekrar izleyerek bu coşkuyu hissedemezsiniz. Zıplayın, bağırın ve istediğiniz gibi onlara eşlik edin, kimse sizi yargılamayacak. :)


3. İletişim engeli yok. Amerika'da yetişen bu üç genç akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyorlar. Eğer onların konuştuklarından hiçbir şey anlamayacağınızı düşünüyorsanız, bu olmayacak. Hepimizin bildiği üzere, bir şeyi anlıyormuş gibi davranmak ve izlemek çok zor. Eğer herhangi bir KPOP konserinde bulunduysanız, büyük ihtimalle, grupta İngilizce bilen bir konuşmacı yoksa bu durumda kalıyorsunuz.

İşte onların İngilizce şakalaşmalarına örnek;


4. Çocukları yakından görüp, tanışmak. Konser izlemek yeterli değil, organizatörler çocuklarla hayranlar iletişim kurabilsinler diye bazı aktiviteler hazırlıyorlar. İmza günü ve fotoğraf çekilme etkinliğinin yanı sıra hayranların da katılımcıların eğlenmesi için yapacağı aktiviteler de olacak. Resmi Royal Pirates ürünleri de konser alanında bulunacak, yanınızda biraz fazladan nakit para getirdiğinizden emin olun. :)

Aşağıda programı ekliyorum, hiçbir şey kaçırmayın!

10:00 - 11:30: Ön satış ve promosyon biletleri için kurulan bilet standı ayrıca resmi ürünleri ve CD'leri barındıracak.

11:30: Fotoğraf çekimi ve imza etkinlikleri için hazırlık.

12:30: Fotoğraf çekimi ve imza etkinliklerinin başlaması . 

13:00: “Royal Pirates 'Love Toxic' Showcase in Bangkok” için hazırlık.

13:30: Kapı Açılışı

14:00 - 16:00: Konser Zamanı

5. Yeni arkadaşlarla tanışma ve coşma. Eğer yalnız gidecekseniz, endişelenmeyin. Royal Pirates'in hayranları olan Royal Treasure'lar arkadaş canlısı. Belki yalnız geleceksiniz ama konser sonrası eminiz ki bu söz konusu olmayacak. Hayranlar için düzenlenen aktivitelerle, en azından konuşmak ve konserde birlikte coşmak için bir arkadaşla tanışacaksınız. Gülümseyin ve iletişim kurmak için hazır olun. Kim bilir, belki de o kişi sizin gelecekteki en iyi arkadaşınız olabilir.

Eğer bu sebepler yeterli gelmediyse, bu fotoğraf belki de sizi kandırır! :)



*Bu yazının tüm hakları turkishroyaltreasures.blogspot.com'a aittir. Blogdan çıkarılması veya alıntı yapılması kesinlikle yasaktır!*

Çeviri: mcnbl

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Blogger Templates